Anlarsin
bir gün bir gece,
acılar içinde caldığında sirenler
,anlarsn
kanter içinde kalktığıın'da uykundan
üst üste yaktığın sıgaralar kesmediğinde
her gece şişmis gözlerinle yeni güne,
merhaba deyip camdan bakarken
güneşin aydınlattığı etrafın,
senin hala karanlık kaldığında içinde
anlarsın...
çaresi olmayan bir yorgunluk,sardığında,
bedenini.
hiç dinmeyen acılarına karıstığında
duyguların,
özlem ne demek hasret ne demek anlarsın.
gözpınarlarına hakim olamayıp aktığında
en kalabalıklarda bile yanlız kaldığında
anlarsın...
ve aynaya bakıp kendi kendine,
konuştuğunda...
damarlarındaki kanının bile donduğunda
anlarsın....
sevmenin ne olduğunu anlar,
isyan edersin ben gibi,
kimseler duymadığında feryadını
kendine bile anlatamayıp'ta
susmalara hapsettiğinde dilini,anlarsın
en sevdiklerin bir bir gittiğinde
dilinden acı sözler döktüğünde,
kaderin bile,yüzüne gülmediğinde,
çaresizlik neymiş,o gün anlarsın...
uzaktan seyrederken akıp giden zamanı
saramadığında yar deyip, yarinin boynunu
özlem neymiş hasret neymiş o an anlarsın
dört duvar odana hapsettiğinde kendini
anmak istemediğinde kendi ismini
görmek,sarmak ,koklamak istediğin,
o yari bile aklından sildiğin de
anlarsın....
acılarına gülüp geçtiğinde,
ben gibi hayata siktiri çektiğinde
aldığın nefes bile fazla geldiğinde
ölümü istemek neymiş, bir gün anlarsın,
işe gitmek için kapını açtığında
cansız bedenime kapında rastladığında
işte o an ambulansı aradığında
,herşeye geç kaldığını o an anlarsın...