Aranıyor
Bir güvercin uçurmak isterdim eski zaman korsanları gibi
Kısmeti bağlanmış son umudumu  yüklemek isterdim kanatlarına
Son masaldan da sürgün yiyen 
Âciliyetten
Baktım olmayacak
Hayallerimle oynaştığım ehlikeyif bir ânımda
Benliğime çaktırmadan zulaladığın  ağır boşluğu 
Kandırıp zavallı kuşu
Kanatlarına bağlamak isterdim
Mağduriyetimiz aslında alışkanlıklarımızdan
Ne yazık ki çoktan seçmeli değil hayat
Zor sorularda fazla oyalanmayıp tekrar dönüp bakmak ta yok
Pürüzlü bir tırnak gibi törpüledikçe bizi zaman 
Yere kırıntılar dökülüyor  
Ömrü toplayamazsın
Aşkı da kör değilse
Hadi topla bâri umutları 
Kırıntılardan
Bak yine bir şiir yazıyorum galiba haddim olmayarak
Yetersiz mi yetersiz
Hem kelimeler hem de ben
Bir çocuk kadar 
ürkek ve acemiyiz
Heyulalar benden önce giriyorlar artık yatağıma
Benden daha çok istiyorlar bir an önce uyumamı
Uyuyayım ki hüküm sürsün onların devrânı
Devler salıyorlar üzerime
Sığınıyorum surları yıkılmış yüreğime
İşlenmemiş  günahların zebanileri
Heyulalar
Cehennemin dâvetsiz elçileri
Onlara çanak tutan
Zamanın çentiği  her yeni kırışıklıkta
Küstahlaşan aynalar
Birde bu lanet olası sis!
Daha da çörekleniyor git gide
Dünyayı yakarım derdim ya senin için
Sadece  bir sis yutuyor seni!
Son gülümsemene acımasızca vuruyor beyaz fırça darbelerini
Bir katliam ki ben bile duyamıyorum çığlıklarını 
Hani beyaz
Masumiyetin  ve meleklerin rengiydi?
İnadına gözlerini sona bırakıyor
Onlar da siliniyor yavaş yavaş
Nerdeyse bir şey kalmayacak
Birlikte yaşadığımız son andan
Ve bir zamanlar 
Beni ölüme bile gülümsettiren kadından
Yokluğunun soğuk ateşinde bir aşk eriyor
Kanlı kanlı akıyor avuçlarımdan
Yitip gitmeden  kalan son ben
Ve son sen
Gelmen lâzım 
Âcîlen
