Arayış
bütün düzlükler bir uçuruma dökülür
budur kuralı bu yer kürenin
ve bir mevsim diğerini yutar durur
aç gözlü zamanın dişleri arasında
bir yok oluş girdabıdır belki de varoluş dedikleri
bir karadelik gibi kendi içine çökmektir
aşk belki de her şeyi sömüren,
ruhun fezasında açılan kapkara bir delik olabilir,
bir virüs gibi bir bünyede sıcaklığını bulup çoğalan
bir hastalık gibi de, kim bilir
bir yer aradım durdum şu hengamede
bir yer belki denizde ve karada
ya da havada, en olmadık yerlerde
ve olduk yerlerde,
yani bütün enlem ve boylamlarda
sonra alnımı çatlatırcasına döven rüzgara
bıraktığım sözcüklerimi aradım
seni aradım, kendi yokluğuna kıvrılan yollarda
çok uzak koordinatlardan gelen
alfa ve beta ışınlarında
mor ötesi bütün renklerin frekansında
gamada, haçlı enkazında
çok eski çağlarda
ve kuantumda,
sanki bir limon kokusuyla gelecekmişsin
yani çok basit bir şey olacakmış gibi bu
bir otobüse binip
akdeniz iklimine girmek kadar kolay
ardında birçok şeyi bırakıp
açık bir adrese doğru postalanan bir mektubun
sahibini bulması gibi bir şey olacakmış gibi
seni aradım,
kendimi kaybetmenin karşığında.