Aşiyân-i Harâbim

Vuslâtını bekleyen yorgun yüreğim hasta,
Gel geç artık türâbım, sendeki sevdâlardan.
Bağbanım gelmez oldu nice güllerim yasta,
Aşiyân-ı harâbım sendeki sevdâlardan.



Bir bahar yine geçti sensiz sessiz ve yaslı,
Çiçekler boynu bükük mevsimin bitti faslı.
Sinemde bâki kalan kor ateşlerin aslı,
Aşiyân-ı harâbım sendeki sevdâlardan.



Güllerin gülüşünü cemâlinde bulduğum,
Hasbahçemde yerin var gelişini umduğum.
Leb'ine kurban olup, şu ömrümü sunduğum,
Aşiyân-ı harâbım sendeki sevdâlardan.



Güneş yakmış kavurmuş çöllerin günâhı ne,
Gözyaşımı savurmuş , göllerin günâhı ne.
Bülbül feverân eder güllerin günâhı ne,
Aşiyân-ı harâbım sendeki sevdâlardan.



Gamze-i cellâdına boynum kıldan incedir,
Gönlünde mezârım var, ölmekteyim nicedir.
Çifte sular verilmiş gözlerinse gecedir,
Aşiyân-ı harâbım sendeki sevdâlardan.



Dil-rübâm nâzendesin bir kelebek misâli,
Zehr-ü zeber eyleyip, tattırmadın visâli.
Eyyâm-ı ah ederek, gûş eyledim risâli,
Aşiyân-ı harâbım sendeki sevdâlardan.