Aşk

Aşk, yokluğu var eden her varlığı yok eden

Aşk, balçıkla yoğrulur ruh üfler canlanır ten

Aşk, hayatın cevheri işte bu bilinmeden

Maddede mana yiter; öz kabukta saklanır

Aşk, gönülde var olur bir anda kanatlanır

Aşk, kırk kilitli kapı her kapıda ayrı sır

Aşk, bakışlarda saklar çağları asır asır

Aşk, yoluna sermektir ne varsa hane kasır

Nasıl kavrasın akıl tükenirken kazanmak

Aşk, çerağ etrafında kelebek gibi yanmak

Aşk, ilahi bir ferman mekân kurar hareme

Aşk, ıssız vadilerde koşuverir zemzeme

Aşk, yeni hayat sunar bu çöllerde Âdem’e

İbrahim’in elinde tek tek devrilir putlar

Aşk, alev topu olur tacı düşer Nemrutlar

Aşk, Yusuf’ta kör kuyu Mısır’da sultan demek

Aşk, Züleyha elinde oynak bir fettan demek

Aşk, zindan taşlarında kaç karanlık tan demek

Ayaklanır çölde kum, söner yıldızlar gökte

Aşk, Yakup’un gözünde tam bir ömür sürmekte

Aşk, peygamber teridir alnında damla damla

Aşk, münteha yolunu açıverir selamla

Aşk, kabul olunmaktır izzetle ve ikramla

Zaman, mekân aşılır çekilince perdeler

Aşk, aklın ötesinde bilinmeyen yerdeler

Aşk, ilmin membaıdır derinde dipte saklı

Aşk, define sandığı hangi garipte saklı

Aşk, Taptuk dergâhında küfede ipte saklı

Hu açar kapısını, Hay tüter bacasında

Aşk, efsunlu bir sözcük saklar bulmacasında

Aşk, Mecnûn’da bir düğüm, Ferhat dağda kördüğüm

Aşk, zehirli bir hançer neredeyse gördüğüm

Aşk, firakın azığı diyar diyar sürdüğüm

Dağların adı Ferhat, Ferhat’ın kendisi dağ

Aşk, aklı kızgın örsle şekillendiren debbağ

Aşk, müflis bir bezirgân tüketmiş servetini

Aşk, azgın nefs elinde azdırır şehvetini

Aşk, bir heves nihayet görmez mürüvvetini

Sevda gönül oyunu oyuncak bir nazarda

Aşk, ucuz müşteriye üç beş okka pazarda