Aşk Ayrılığı Beklemez Sevgili
Ah sevgili, bazen 
Sadece korkarsın ayrılıktan 
Nedeni 
öğretmemiştir sana hayat bu şeklini
Görmemişsindir büyüklerinden vazgeçmeyi 
Sırtını dönüp yürüyüp gitmeyi
Ve bir annenin sabrını beklersin bazen aşktan 
O kalmıştır her koşulda soğuk odalarda
Yapayalnız, 
Sessiz gözyaşlarıyla baş başa
Ekmeyi taşıyan bir rol model baba varken 
Gözlerinin önünde çocukluğundan bu yana
Ve vefasını sonuna kadar gösteren bir anne, yüreğinde
Sırtını dönüp gidemezsin aşk bildiğin duyguya
Hani derler ya 
Kümeste yaşasa insan onun dünyasıdır orası 
Öyle işte benim dünyam da
Aşk yuvası kutsallığında 
Biliyorum 
Dört dörtlük değilim 
Bir manzara kartpostalı misali 
Hatalarına çok kızdığım babamın bile 
Zaman zaman düştüm hatalarına 
Ve bir baba olduğumda öğrendim babaları
Bazen anlamak lazım insana dair hataları 
Anne yüreği ile 
Şu an senin yaptığın gibi mesela 
Şimdi yeni bir rota çizdim ruhuma 
Pişmanlıkların başında terk ettim içimdeki şehri
Kara mizah gibi, ama öyle sevgili 
İnsan hatadan dönermiş bazen
Masmavi bir deniz kıyısından ayrılırmış misali
Seni öylece bırakıyorum gözlerimin donukluğunda 
Ufukta
Ah sevgili 
Aşk damlalarını yudum yudum içince 
Daha bir susatıyor adamı 
İnsan kızınca susuyor
İnsan yalnız bırakıldığını düşündüğünde susuyor
İnsan emeğinin vefasızlığında susuyor
Ama yine de içemiyor serap misali huzuru
Tüm kuraklığı ile içinin çölüne mahkûm
Teslim oluyor zamana
Anlatması zor şimdi sana 
Kendisine nasıl saplar insan 
Bir bıçağı bu kadar çok diyorsun
Tek suçlusu olmak istiyorum 
Kör kalan yanlarımın 
Sadece bana ait olmadığını hatırlamak için 
Gidiyor diyorsun içinden
Korktu da mutlaka kızdığın için bana
Korumak için susuyorsun beni ve kendini
Yaşanacak zamanların acizliğinden
Bir o kadar da özgürlüğünden 
Hak etmedik biliyorsun 
Kuş cıvıltılarıyla başlayan bir günü 
Sıcak ekmek kokusunu ve tebessümü 
O kadar çok fark ettiğin benzer yanlarımız içinde 
Senin bile fark edemediğin bir yanımız var
Birbirine benzeyen
Farklı hayatlara ait olmayı öğretti bize hayat
Ve seviyoruz ait olmayı o ilk an'a
Sürekli şans veriyoruz mutluluğa 
Ve şans arıyoruz ruhumuzla savaşlarımızda 
Hani o yağmurun kokusu 
Baştan çıkarıyor ya bizi 
Hani o saçaklar 
Parmak izlerimizin şefkati misali 
Diziliyor ya kavrulan dudak yaralarımızla 
Gecenin en derin 
En dipsiz esintilerine bir bir 
Öyle teslim oluyoruz biz aşksız uykulara 
Bu yüzden 
hiç başlamadık seninle kaybolmaya
Hep bir serçe olarak kalacaksın 
Yağmuru korkulu gözlerle izlerken 
Saflığının şiddetine tutulduğum 
Sığınacak kelimelerimizi yuttuk biz
Bir bir
Sığınacak hüzünlerimizi 
İçimizin boşluğuna terk ettik bir anda 
Ah sevgili 
Yollarını birbirinden habersizce ayıran 
Bir başlangıçmışız hayata
Ve aşk iki mutsuzluğun tek yüreğine sığmıyormuş
Zamansızlıkta
Belki başka bir ömürde / belki de başka bir dünyada 
Çocukça 
Ne dersin, çocukça ve sonsuzluğa...

