Aşk-ı Nir

Kırık elmas kubbesi misali
Dağları yıkanmış gözlerinin yüreğimde
Başak sıcaklığında avuç izi işgalimsin

Çok yasaklı bir senfonide
Bırakmıştım içini
Işıksız melodilerin çıkmaz sokağında
Sağır çöl kuraklıklarında
İçemediğimsin

Sarhoş bir barın
Atkısı dolanıyor ruhuma
Simsiyah
Düştükçe inançsızlığıma
Merdivenleri yerin yüzlerce km altında bitiyor

Dinlediğim müziği duvarlar emerken
Bembeyaz bir kırlangıç
Kayıyor gökyüzü kaydırağından
kanatlarında sana hiç söylenmemiş
altından sözcüklerim
bir şiirin kuluçkadan çıkma anı
gün batımının suskun özlemlerine karışıyor

ufuk çizgisi dört renkli şair efsanesi damaklarımda
Anlatılmıyor sevgili
Anlatılmıyor

Yolunu şaşıran derviş masalı dudakların
Bir çocuğun ilk kelimesi kadar kutsal bir kırmızı
Okyanusları aşan votka şişesinin içinde
Hapsolmuş aşk kokusu misali yolcu dilsizliğime

Ah bu mektuplar
Ah hiçlik mürekkebinin özgür magma hüzünleri
Engel tanımıyor sevgili
Yaşadıkça engel tanımıyor

yılların aşk ustası yüreğim
tadını bilmediğim öpüşlerinin tarihine düşüyor
sen bilmesen de yanındayım artık
ebruli bir alt yazıyım aşkın fragmanında
hiçliğe ait yanlarımız kırgın gökkuşağı dansı
yağmurdan sonrası sessiz ten gölgesi
tülden bir öpüş saçağı uykularımıza

şafak çoktan vazgeçti yeni gün cinayetlerinden
hiç sevişmediğimiz koridorlarda tiz bir yankı hayat
bir bardak su için bile yorgun göz kapakları aynanın
Yansıtmıyor sevgili
Anlamını da, anlamsızlığını da yansıtmıyor

Ah bu kır yangınları
Ah içimizin cehennem ayazı cennet titrekliği
Susadıkça susulmuyor sevgili
Yandıkça konuşulmuyor






...

18 Mayıs 2012 200 şiiri var.
Beğenenler (2)
Yorumlar