Ask-ı Panaroma

tenhalardayım...
ellerimiz sevişiyor kaçak bakışlarda,
istikrarsız açıyor aksam sefası,
yine gece ve yine yalnızım...


fırtınalar kopuyor yureğimde
yüzüme yağmur damlaları düşüyor
hırcınlığım senden değil
senden olan ,senden beri kalan yalnızlığım...


sokaklar inflak yığıntısı ...
maphusluğum bu şehre
gardıyanım olmuş hayalın
her koşe başı yolum kesmekte...


kıyametimsın...

gece koynumda boğustuğum karabasan,
ansızın camıma vuran bahar günesi
soğuk sıcak ılık aynı sen gibi
hasta eden adamı tavrın gibi....

çocuklara sorarsın da cevap verir ya,
hani utanarak kıpkırmızı olur yanakları elma gibi,
hani çok seversin bir oyuncağı çocuk gibi,
kolu bacağı kırılsada saklarsın ilk gözağrın gibi,
bende seni öyle çocuksu sevdim...

nekadar kelimesinin manasız kaldığı,
öyle görecesiz ,
fevkaladenin fevkinde ,
ve çırılçıplak uykuya aç gözler gibi görülemeyecek kadar ,
zahiri ama gerçek , çok dediğinde çokun bile sade kaldığı,
sevdim işte tarifi imkansız...

şimdi benden ispat bekliyorsun...
bak nefes alıyorum senin için herseye rağmen...
küçük dünyamı açıyorum yabancılara masum sözlerle...
tum korkaklığımı bir yana bırakıp haykırıyorum...
ispat bekliyorsun benden çocuk,
ellerine değdiğimde eriyorum ,
bak gözlerime acı artık,
zulm ediyorsun ...
ispat bekliyorsan hala ,
ne olur dön bak aynaya,
ben çok yoruldum hemde seni sevdiğim kadar...

23 Kasım 2011 300 şiiri var.
Beğenenler (1)
Yorumlar