Aşk Ölmüştür

Aşk Ölmüştür




bir hüzün şelalesinden

akıp gidiyor zaman

ne vakit yüzünü görsem oradayım

acıyla parkamın sol yanını

ciğerlerimden ayırıyor

sinsi mi sinsi bir rüzgar

sanıyorum ki üşümek

bir çağ atlamaktır

üşümek aşka düşmek gibi

uçurumlar bulmaktır


kitaplar saklanır mı deme

biz yakılan kitapların çocuklarıyız

üç paralık yavşakların

intikamlarının uğruna ölen

oysa her sevda zamanı

Atatürk bulvarından

sana doğru koşuyorum

içimde eskiyen her şey

yenileniyor birden

‘’ O çocuk ölmüş olamaz ‘’ diyorum


bilmiyorlar bu dünyayı

mutlak bir hüzünle göğüslerini kaybeden

anneler de olmalı yüzleri gülen

onlarla emzirdiğim umutlarımı

öldürenlere de söylüyorum

sevmek zamanı tükenmişse içinizde

kaleminizi kırmak için

kolladığınız bir ömrünüz yoktur artık

yoktur dili saçlarınızın kirpiklerinize dahi küsün

susun ve bu şehri terk edin


gidin ki ben de usul usul toplanıp

bırakayım şu yazma belasını

baş ucumda toplanan

sahibinden satılık bir yalnızlık gibi

irili ufaklı köpeklerden bir ordu

şimdi anıların yüzünde Ay

solgun bir adadır ancak

baktıkça allı morlu bulutlara

başım göğsüne güvey çünkü

alnım eski bir eşkıyanın izinde

çoktan vurulmuştur 




22 Haziran 2019 253 şiiri var.
Beğenenler (3)
Yorumlar