Aşk Olsun
Toza karışan göçüğümüz
Yıkanırken yağmur mevsimlerinde
Gözlerimiz çıplak
Avurtlarımızda kırık çizgiler
İçimiz ihtilal
Avuçlarımız kaya büyüklüğünde
Böğrümüzü bölen figanımız
Saçlarımız kızıl öfke
Gidiyoruz
Kaldırım taşlarını söküyor postallarımız
Düşürmeden yüreğimizden kan sürülen sancağı
Zulüm kork artık
Beşiklerde türkü söylüyor bebeler
İnsanı öpen tavrı curanın
Eksik harfleri tutuşturup dizelere
Mazgallarını yıkınca hayalin çürük kazmalar ile
Mabetlerine yıldız kayıyor
Gökyüzüne maviler iliştirip
Karanlığa kaldırıyor sol yanını cesaret
Çoğaldık biz
Alnımızın terinden
Tomurcuğa ilişen çiy misali
Acı tütün kokularını yıkadık
Ilıcak sularda
Zifir kokmuyoruz öyle yaban yaban
Efkârımızı içtik
Kırık bir bardağa su katıp
Üstüne sarhoşluğumuz
Anason renginde beyazlaşan umut hikâyeleri anlattık
Yakası beyaz mektep çantalarına
Uykuyu ölümleştiren masallar silindi
Gözleri çakırlaştı yine sarı benizli çocukların
Toza karıştı göçlerimiz
Çoraplarımız ter kokulu
Gökkuşağına uçurtmalar salındı
Haziran sabahında
Aşk olsun bize
Aşk olsun sana çocuk
Yüreğimizde büyüyen göz bebeklerinize...