Aşk Yaşlanmaz

Dün boşaltmıştım burayı
Artık bana büyük geliyor
Küçük odalı bir eve taşındım
Üstelik çiçekçi dükkanıma da yakın
Yaşlılık işte gidip gelmesi de kolay.
Senden sonrası yok sanırdım
Çiçeklerle kapıldım.
Buraya,
Son defa bakmak için gelmiştim
Bir de, birkaç eşya kalmıştı
Ortalığa saçılmış kağıtlar
Onları karıştırıyorum şimdi
Okuyup okuyup yırtıyorum
Geçmişi seni unutmak için
İçim cız ediyor.
Hani közü küle gömerler ya
Diğer gün ateşi tutuşturmak için
Küller açılınca,ateş ortaya çıktı
İşte o anılar tutuştu sararan yapraklarda
Ne çekmişim be elinden, belayı berzakmışsın
Aşk serseri bir kurşun işte
Gelip beni vurdu,bir diğeri yok aşta
Yüreğimin tük kapılarını sana açmıştım
Bedavadan da ucuz, hatta sebil
Elinin tersiyle itmiştin
Ne garip koşa koşa peşinden gittiğin
Seni bırakıp bir başkasıyla kaçmış
Aşk böyle bir şey,gözü kör derler
Ben köşe başında beklerken
Bir bakışın vardi ki,yüzlerce mermi yemiş gibi olurdum
Medd- cezir yaratırdı bedenimde gidişin
Uzanmışım
Gözüm tavandaki ışık hüzmesinde
Gecenin tam ortasındayım
Uyku da tutmuyor
Islık çalıyor rüzgar
Bir taraftan yağmur damı dövüyor
Pencereleri kapattım,perdeleri çektim
Kimseyi hiçbir şeyi duymak istemiyorum
Gecemin ortasına yine ettin işte
İçim alev alev
Aşk vurgunu geçmiyor ki
Kör topal yürüyorum işte
Bir an önce sabah olsun istiyorum
Begonyalara su vermeyi unutmuşum
Boynunu bükmüştür şimdi
Açmasına da az kalmıştı
İlk işim sabah sulamak olacak
Şimdi geçmişi silmenin,
Mektupları şiirleri yakmanın zamanı
Sabaha az kaldı
Aşk beklemedi ama
Begonyalar bekliyor beni.