Aslı Gibidir!

Şivesi bozuk, bakışı çürümüş, gölgesi tutuklu zaman...
Gün ağırmadan erken uyanır ayrılığa.
Sesim biriktirir, kayıp isminin en ucuza bulunup satın alınmış, vebalini.
Kus yüreğime, yırtılmaz...durma!
Körsem, gözlerini kiralamışımdır, o çerçevenin bir kenarına iliştirmek için, vitrindekileri.
Sobesi yok artık, aç! beyninde yatıya kalmış, ihanetin kapısını..
Sürgüleme kapıyı aydınlar kalmayacak,gidecek..
O nefesi gün batımı kokan, karanlıktan.
Sızıp kalma, işaret parmağımda..
Gösterebildiğim altı üstü yamalı bir bekleyişin, sökülmüş yolu.
Büyük ayazları bilmezsin sen, cesaretimi kopartır yerinden..
Kalır boşluğu sahipsiz..ismini çıkartmaya çalışırken, sisli sebeblerimden.
Ayağımın altında, bir çığ büyür...
Çığlık düşürürüm cebimden.
Kemikden olmayan susanlar, peydahlar gece....dişlerini sıkar feryat, susar...
Kıvranır durur, sağımda solumda.
Acemi ,intihar yanım..hem sakar hem başına buyruk...
İşini bilen yok.
Alnımdaki yazının mürekkebi bulaşmış, yere göğe..kaçış nereye , kime!..
Bağlı adımlar, bir düğüm dolandıkça dolanmış, boynuma...
Ya asıl! yada çekgit! demek vardıya!.neyse!
Kirli ama, alışkanlık işte!
Dün ipimi çekmeye gelenlerin, sorgusunda gömüldüm...
İrkilmedim, ürkmedim..damarlarımdan ince bir kırılış aktı gitti sadece.
İçine soyadımın karıştığı tek suç, kimliğindi..yargılandım..
Aydınlığa kaçayım dedim, ışık tuttu! kan gibi...kaçamadım.
Firarda değilim, aslıma döndüm! ..
Üstelik üzerlerine ( aslı gibidir) damgası vurulanlardan, hiç olmadan..ya sen!
Hala o damganın, altında sürünenlerdenmisin!.
Müebbette yeni yaşım! iyiki doğdum! bak ellerime! gördünmü!..
Sen avuçlarımda yatan, yılanı tanımazsın..yüzleşmezsen aynadaki zehirle.
İstersen, şimdi git! yüzüm bulaşmaz artık, gülüşüne.