Kurşun Topla Benim İçin
Anaların ak göğsünden
Çocukların güleç yüzünden
Allah´ına küsmüş günden
Kurşun topla benim için
Ben vurulayım
Buğdayların külünden
Göçlerin zulmünden
Peygambersiz kavimlerden
Ateş topla benim için
Ben yanayım
Meleklerin kanadından
Hak kitabının sayfalarından
Gönüllerin deryasından
Günah topla benim için
Ben taşlanayım
Ağacın kırık dalından
Garibin yenmiş hakkından
Aç bebelerin avazından
Çığlık topla benim için
Ben haykırayım
Ah be Murat ağabeyim, ne sen vurul, ne yan, ne taşlan... Ne de ben... Bütün insanlık yansın, kavrulsun ağabey... Kurunun yanında yaş da yansın, hatta bütün insanlık yansın gayrı... Çünkü sen yansan da diğerleri iflah olmaz artık... Ve sen veya ben yansak da hatta güneş toplasak da karanlıklar çıkmaz aydınlığa artık... O kadar umudum kalmadı insanlıktan yana... Şiir mi? Tıpkı insanı fişekler gibi, deli tayları mahmuzlar gibi... Sağlam... El-insaf diyen cinsten... İyi ki şiir var, iyi ki Murat Kayalı var dedirten cinsten...