Ayna Kırıkları
Haritasız geziyorum artık
Puslu sokakların hüzünlü yankısında,
Kim bilebilirdi ki eskiden
Avuçlarımda biriktirdiğim yıldız tozlarının
Bir gün toprak olacağını.
Eşiklere serilmiş bekleyişlerim var,
Kapılar açılmıyor önümde,
Yazılmamış mektupların ağırlığı omzumda,
Kelimeler küfleniyor dilimin ucunda
Ve ben, bir başıma tanıklık ediyorum
Rüzgârın çalıp götürdüğü umutlarıma.
Sararmış fotoğraflarda arıyorum kendimi,
Yabancı bir yüzün çizgileri arasında,
Mevsimler kaç kez değişti farkında mısın?
Narçiçekleri soldu penceremin önünde,
Çay bardağımda soğudu bütün sohbetler.
İnce bir sızı yerleşti şakaklarıma,
Her gece yastığımda ağırlaşan,
Dokunsam dağılacak anılar biriktirdim,
Kimselere söyleyemediğim türküler besledim,
Yanlış adreslere gönderilmiş mektuplar gibi
Hiçbir cevap alamadım hayattan.
Aynalarım kırıldı bir bir,
Her parçası farklı bir yüzümü yansıtıyor şimdi,
Hangisi gerçek, bilmiyorum artık.
Bir zamanlar nefesimle buğulandırdığım camlar,
Şimdi en keskin yalnızlığımın tanıkları.
Bak, geceye bıraktım kendimi,
Karanlığın koynunda sığınak aradım,
Sessizliğin en derin yerinde
Kendi sesime rastladım,
Ne çok şey anlatmış meğer
Hiç konuşmadan durduğum zamanlar.
Yarım kalmış cümlelerin ardında,
Tamamlanmamış bir hikâye olarak
Öylece bekleyeceğim,
Ta ki birisi gelip
Son noktayı koyana dek.
Turgay Kurtuluş