Aynadaki İhtiyâr
Üstüne yağmur değse, inan ki kahrolurum;
Yanağında bulunur, dudakta kaybolurum...
Sakın gözün görmesin bendeki infiâli;
Ruhumda, bedenimin, parçalanmış bin hâli...
Aklım?fikrim firâri, aranmakta bin asır;
Dilimde kelepçeli, sükûta eren tek sır...
Konuş, öyle konuş ki, her harfinde susayım;
İstersen sürüneyim, istersen kan kusayım...
Sarılsın gece-gündüz tenine ihânetin;
Hergün beni doğursun, alenî cinâyetin...
Kirpiğine diklensin, sevdânın iftirâsı;
Gözyaşından düşülsün, koca ömrün kirası...
Kalbinin kapıları, tâdilattan kapansın ;
Sönsün hayat ışığın, mâdem ki canda cansın...
Çalmayan kapılardan, sen de öğren hasreti;
Sen de öğren, nasılmış,vedânın eziyeti...
Anlarsın çığlığından, virân olan bu bağın;
Ne demekmiş üstüne devrilmesi bir dağın...
Solmaya mecbur artık, kalbindeki o tek gül;
Gözlerimden kurtulup firâr etti tahammül...
Bırak aksın gözyaşım, silmeye yemin ettim;
Benden seni çıkartıp gülmeye yemin ettim...
Sanma artık sensizken, ölümü bekliyorum;
Sanma artık sabrıma, sabırlar ekliyorum...
Ne geceler gecedir, ne sabahlar bahtiyâr;
Benden hesap sorarken, aynadaki ihtiyâr...
25/02/2013
Saat: 23:37