Aze
artık biliyorum
zehirli zamanın med cezirlerini
esneyen kış günlerini
arıyorum kendimi boşluklarda
zeki bakışlı bir kuş gibi
ellerimi seviyor yalnızlığım
ağlayışlarımı tutuyor avuçlarım
zeytin gözlü çocuklar gördüm
eritirdi karları
duydum ,
o yağmur damlalarından
düş denizlerini
hüzünlü saatlerini öğrendim
yangınlar çıkartan sözlerini dinledim
ateşleri susturan gözlerini fark ettim
kaç parça olurdu güneş
gülümsediğinde
hangi deniz istemez ki
saçlarını ıslatmayı
hangi ağaç gölgesi sevinmez ki
baş ağrını dindirmeyi
artık yağmayacak kar
zayıf bedenli çocuk oynamayacak
el sallıyor dışarıda hayat
anlatışların kış soğuklarını ısıttı
zannetme ki ölmek yakışırdı sana
elbiseler dikilecek kaç mevsim daha
alacakaranlık kuşağında duyguların dolaşsa da
ziyaret günü gibi mutluluklar dolu yüzün
en güzeli , kimse bilmeyecek kar tanesi sesini
adın aze
zamanlar gezinir düşlerinde
elbet ceylanlarla yaşayacak hikayen dillerde ...
08.03.2013/beylerbeyi