Azıksız Yolcu

ay gözetlerken huzursuzluğumu
evler kendi işinde gücünde
şarabımın ekşisi kadar kınsızlaşır utanç
ayrıyız işte meleğim
dinlediğim bütün şarkılar anılarımız kadar eski

ırak ışıklar yok yere heyecan içinde
aklı selim olan uyumaz bu tar u mar içinde
sevda hoş sohbet çizgileriyle gülüşündedir
aldanmadım hiç yaz boşluklarına meleğim
ben kaçarsam hedefsiz menzilsiz kaçarım
ölüm bile yakalayamaz hızımı

küçük dağları ben yarattım havasındadır
imkansızlık
kumral kumral içlenirim saçlarına o an
her şeyden öte gözlerinin mahmurluğuyla
bir son sabah kahvaltısıdır son dileği
iç yakıcılığıyla ömür kışımın
adım azıksız yolcu lakabım sabırsız serçe
yıkıcı huysuzluğunda bu haziranın
bütün tonlar alıcı kuşlar gibi
amansız
iniverirler yüreğime

yolvermeden aç gözlü unutmalarına
hayırsız zamanın
zorunlu acılar olgunlaştır içinde sevgilim
çaresiz
yolları yokuş ayrılık öyküleri barındır
düş heybende
azıksız yolcusuyum sevdanın
geri dönüşü imkansızlık adlı

geçtiğin her an bir önceki andan
yüzyıl sonralıkta bir dağ evi yalnızlığı
ağır kurşunî akşamlar sensizliğe öylesine alışkın
büyür gözümde zaman ve ayrılık
küçülür rüya ve kente tutku
gelmeyi öğrenirim sana en güzel haliyle
gelmeyi ama varamamayı...

20 Haziran 2010 1474 şiiri var.
Beğenenler (2)
Yorumlar