Azrail

Nasıl gelip de , nasıl korkutacağını beni,
Ya da dualarımın kabulünü sergileyeceğini,
Nasıl senin eşliğinde gideceğimi bilmiyorum.
Sadece gel Ey Melek! Kapımı çalmana lüzum yok!
Sessiz mi olur gidişim senin bildiğin kadarıyla,
Yoksa çok mu uğraşırsın cansız bendeki ruhumla,
Bilmiyorum.Nefsimin şeytana ait olan büyüklüğünü,
Senin gözünde dahi yerimi ve hangi meleğinle gideceğimi,
Ayaklarımdan çekilen ruhun kime verileceğini bilmiyorum.
Daralır mı beden herkesin gözü önünde,
Allah'ın izniyle de söylenir mi sen gelince Kelime-i şehadet,
Getirilir mi arkamdan tekbirler bilmiyorum.
Hissederler mi, başımda ellerinde daha tek sayfası okunmamış
Yasin'lerle bekleyenler, nefsimin çıkış şiddetini.
Kapanır mı gözlerim her şey bittiğin de,
Rahatlar mı Allah'ın bana uygun gördüğü beden,
Ruh benden gidince bilmiyorum.
Peki hiç pişman olmamışını gördün mü Azrail,
Sen ruhlarını alırken ? Ben olur muyum Azrail,
Sen bedenim içinde kaçışan nefsi çekerken pişman?
Ya Azrail, sen bile kıyamazsan benden çekilmiş,
Kıyamet günü İsrafil'in ikinci kez üflemesiyle Sura'yı,
Geri verilecek olan ruhuma.
Azrail ! Sende olacak mısın herkesin bana son kez
Hakkını helal ettiği, beni de iyi bildikleri yerde ?
Kiminin ağladığı kiminin sessiz kaldığı odaya ilk kez,
Katran kokunu yayarak mı gireceksin Ey Azrail !
Simsiyah mı görüneceksin son kez gören gözlerime,
Uçuklayacak mı dudağım, sen daha çekmeden benden nefsi,
Ölmeyeceğim değil mi seni görünce?
Ah Azrail !
Bilmiyorum.
Ama umut güzeldir dualarımın da temiz ve güzel olduğu kadar.
Ya da sende öyle mi geleceksin o odaya, dualarım kadar saf, temiz
Ve güzel.Bilmiyorum.
Görüyor, duyuyor musun acaba sana olan merak ve bilinmezliğimi ?
Seni bilmemenin bana verdiği ateşi, umudunla beyinde dönen tilkiyi,
Ve isteyen bir beden seni.
Sadece gel Ey Melek! Kapımı çalmana lüzum yok!