Baharın Kızı
Duvar, sonra yine duvar, sonra yine duvar...
Hani nerede özgürlük?
Nerede aşk, nerede kelebekler?
Tadımlık yaşanmışlıklara doygunluklar
Kağıt kokusuna mest olan burunlar
Çoktan unutmuşlar çiçek kokusunu
Akrep ile yelkovanın girdâbında boğulan hayatlar
Biz farklıydık oysaki
Bahar gülüşünde saklıydı
Saçlarında cemre kokusu
Meltemlerle köşe kapmaca oynardı ruhlarımız
Ve sonra...
Fırtınaya dönüştü o meltemler
Bir boy büyük geldi bu sevda bize
Sen baharın kızı
Ben zemherinin oğlu
Çık artık diyorum kendime sancılı anıların koynundan
Hadi git sende aklımdan
Seni hiç görmemiş olayım
Hiç sevmemiş
Konuşulmamış olsun onca cümle
Etli dudaklarının lezzetini tatmamış olayım
Tüm şiirlerim aslında başkasına yazılmış olsun
Çirkin sesimle başkasına söylemiş olayım 
En güzel sevda türkülerini
Sensizlik sen olmayı öğretti bana
Suskunluğum sana isyan, yazdıklarım kendime
Her ağlamamda kendimi keşfediyorum
Sensizliği giyinip üzerime
Gözyaşlarım kadar iyi dizelerim olmadı
Ama gözyaşlarımdan anlayanda olmadı
Anlamak isteyende
Kaç sayfada olduğum önemli değildi
Misafir gibiydim zaten hep güncende
Eylül gözlerinde saklıydı
Saçlarında hazan örülü
Sararmış yapraklar gibi savrulurdu ruhlarımız
Bak bir günü daha öldürdük bir takvim yaprağında
Bu sevda bir boy büyüktü bize
Sen baharın kızı
Ben zemherinin oğlu
