Bak

Bak yağmur ,
Geceleri lime lime ıslanışı duyguların
Boğaz tokluğuna tükettiğim imgelerimin feryadı
Elimde kalan tek kırmızı şemsiyeyi paralayışın falan var ya
Bunlar umrumda değil de ...
Ben yüzsüzce yağışının çığlıklarına tıkadığım hislerimin arayışındayım
Belki yorulup da gidersin diye yaktığım mumlara yanmaktayım
Yamalı caddelerin hıçkırıklarına , penceremdeki huysuz raksına ve ...
Bu şehrin ruhuna hoyratça saldırmana isyandayım .

Bak rüzgâr ,
Sarılıp sarılıp ordan oraya savurmaların
Asi nehirlerden çalıntı karalama çığlıkların
Taptığım şehrime ihanet misali vurgunların
Morg kalıntısı formatındaki solgun fotoğrafların
Çılgınlığın , savsaklığın , hoyratlığın
Bunların hiçbiri derdim değil ...
Ben yalnızca değerbilmezliğine , vefasızlığına , ihanetlerine şaşırmaktayım .

Bana bak İstanbul ,
Yıllarımı benden izinsiz kopyalayıp kaçmaların
Marmara yazında kış makamını giyinmiş dalgaların
Sorgusuz sualsiz en salaş mekânlarda çıkardığın yangınların
Kırılgan ruhumun odalarındaki hain dansın
Hepsinden , inan hepsinden vazgeçtim de ....
Şu . insanları sırtından vurmaların yok mu
Yaşamları dilim dilim parçalaman yok mu
Kalbimde tepinmelerin ..... gözümde çakan şimşeklerin
Maziye gönderdiğin uğursuz bestelerin
Ve bütün kanunlara aykırı düşen şımarık asiliklerin
Biliyor musun , ben esas bunlara ağlamaktayım .
Şen ve şuh kahkahalarını atarken sen göksu'da
Ben inadına bir daha .... bir daha ..... hatta
Biraz daha eski sen olmaktayım !

( 2014 )