Balaban Kuşu Keman Çalar Omuzlarımda
Şirinsin
bakır dağı,
seslerin duyuluyor güne yayılmış
bol bol
konu olmuşsun hikayelere,
senin adını dövme yaptırmış vücutlarına
dünya gençliği,
çiçek gibi
ama içten söylenmiş çocukça,
baltalayıcı olmayan her düşünceye açık,
en çok balaban kuşları seviliyor,
macar beyi,
deniz ortasında,
düş ülkelerindeki
balkıyan güzelliğinden ,
herkesçe bilinen masumluk adımları
hint kamışlarından elde edilen
herkesin bir müzik aeti çaldığı zamanlarda,
depreme karşı uyanık olmak zorunda olduğumuz
yatay demir parçalarıyla hayattan soğumuşken,
ben seni çağırırdım balaban kuşu,
omuzlarımda keman çalasın diye,
hiç olmazsa adının önüne
sulhperver konulmalı,
sığınaklara koşuşan insan seli içinde
çok bariz
büyük gemilerde de kurtuluş olmaz
onu öyle keşfediyoruz ki,
bir gondolcu şarkısında,
şimşek çaktığı zamanlara,
balaban kuşu
adın kadar
acı yuvarlarında geri kalmış,
barudi renklerin suya battığı an
işten
elinde market poşetleriyle döndüğü zaman insanlar,
can sıkıntılı anlarda yaptığın tüm iğrençliklerden pişman olursun,
umut olduğunu anlarsın
balaban kuşundan mı
sağduyulu davranmaktan mı,
cennete elleri kavuşmuş giderken
acele tahtaları satılığa çıkarırız
camlara taktırılmış alarm sistemleriyle
keman çalan kuşların uyumundan yalıtılmış..