Bana Ölmeyi Öğret Anne

bir kılıç kuşanmışlığın helalleşmesi;

oğul en yaralı yerinden susturur ayazı;

gözlerimde anlamsız bir ağırlık,
galiba farketmeden öldüm yine,
nefesimdeki buğuyla kaybolursa kuşlar,
sahi ölüm müdür sevmek?
sevdim bir yaralı bulutu pencereme konarken kuşlar,
sahi yara sarmak mıdır sevmenin yegane gözyaşı?
gözyaşlarım sevmelerde yine...
sen hiç ölümüne sevdin mi sahi?
bana sevmeyi öğret anne!

anne yara sarmaya rüzgardan başlar;

sevda bu!
yaralı bir kuş kondurur,evvel zaman masallarına.
her düşte tellere takılır kanatların
her iç çekişinde serseri bir rüzgar okşar yürek başını
ç/ölümsün diye hayıflanırsın yalnızlığa
ç/ölümsün!..
Sağırdır, dilsizdir ağıt yaktığın hasret
yaşamı arzulamaktır ölüm sandığın susuzluk
... ve ölmeden sevmektir, ölümüne sevmenin adı

oğul gözyaşıyla çifte koşar hayali;

yıldızlarla dertleştim kayıp düştüğüm gökyüzünde
ağladılar yine ,
gökkubbe ağladı
ay çizdi yüzüne siyahları
sustum bense
ben ağlamayı bilmiyormuşum
hangi dilde ağlar ki martılar
deniz görmeden uçmak nasıldır
uçamadan sana düştüm yine
bana ağlamayı öğret anne!

anne ağlamayı bilmeden ağlar düşünde;

Bir çiy düşer gül/ümseyen çehrene
Sonra bütün renkler maviye bulanır yanaklarında
Perçemleri ıslanınca asma altı düşlerinin
Bir çocuklu daha asarsın duvarlarına
Kapı aralığından baktığın koskoca bir ömür
Boncuk boncuk dökülüverir gözlerinden
Dolar gamze çukurların
G/ölümsün dersin bu hırçın yaşlara
Göl/ümsün
Tuz sızısına teslim olan yanakların kadar ağrılıdır hüzün

oğul bilir de sorar ölmeyi;

şimdi herşey bulutsuz bir gün kadar tuhaf
üşümekli ellerimde bir lacivert kazak
sensizliğin uğultulu sessizliği
bir hayaletle bir görünüp bir kaybolmak
acımasızca çiğnediğim kaldırımlarda boğuldum yine
ama ölmeyi beceremedim işte
sahi sen nasıl ölmüştün
bana ölmeyi öğret anne...


sahi kelebekler nasıl ölürdü;

Bir kelebek kanatlandı o gece uykularımdan
Benliğime bağdaş kuran hazana inat,
Sanki tüm mevsimler bahardı
İnceden bir nağme dokundu penceremin kepenklerine
Hicazkar şarkılar söylüyordu peygamber kuşları

Yürüdüm ak duvaklı ayrılığın peşi sıra
Yürüdüm yalın ayak
Ummana daldı gözlerim beni almaya gelen gemiler vardı
Esmer bir gölgenin peşinden sürüklendim bir süre
Peçesini aralamayan bir melek saçlarıma dokundu
Ağladım, kimse duymadı
Bir ara ellerine iliştirdim gözlerimi
Saçlarıma dokunan hançeri kandı.


ağlamaklı bir düştü...
bitti mi şimdi?

N.Yiğit - H.Okumuş

01 Haziran 2009 101 şiiri var.
Beğenenler (3)
Yorumlar (8)
  • 15 yıl önce

    bu da süpeeeer yaaaa böyle bi şey olamaz...tebrikler👍👍👍

  • 15 yıl önce

    kuzu ana oğul dertleşmesi gibi olmuş...

    neslihana ve sana tebrik çok ..

    mükemmel oolmuş şiiir....

    sevgimle pıtırcık...

  • 15 yıl önce

    tebrikler hamza.... kalemin daim olsun.... ve ortağınla sana başarılar👍👍👍

  • 15 yıl önce

    👍 tEBRIKLERR COK GUZEL

  • 15 yıl önce

    ama ölmeyi beceremedim işte sahi sen nasıl ölmüştün bana ölmeyi öğret anne... sahi kelebekler nasıl ölürdü;

    Bir kelebek kanatlandı o gece uykularımdan Benliğime bağdaş kuran hazana inat, Sanki tüm mevsimler bahardı İnceden bir nağme dokundu penceremin kepenklerine Hicazkar şarkılar söylüyordu peygamber kuşları

    Yürüdüm ak duvaklı ayrılığın peşi sıra Yürüdüm yalın ayak Ummana daldı gözlerim beni almaya gelen gemiler vardı Esmer bir gölgenin peşinden sürüklendim bir süre Peçesini aralamayan bir melek saçlarıma dokundu Ağladım, kimse duymadı..

    kelebeklerin ömrü bir günlük.. melekler bir ömür yaşasalar bile, bir gün bırakıp gittiklerinde yaşadıkları o bir ömür sanki bize bir gün.......

    yüreğine sağlık ablam..tebrik ettim gönülden👍👍👍