Başkalaşmayan Bir Cennet

/Aşk dedikleri, tek bir mevsim şimdi kalemimde
Rengi yeşil, kokusu cennet, gülüşü bahar
Hep bahar.../


Sessizce doğuyor ellerime aşkın üç harften ibaret olmayan uysallığı
Tanıdıkça sevilen insanlardan bir cennet oluyor senin yüzün
Senin yüzünden seviyorum bazen tüm insanları

Baktığım her yerde senin oluşuna bağlıyorum aşkın bu ‘yeşil' inadını,
Gözlerinin hatırına değişiyor sevdiğim rengin adı
Bir çift gözde uyutuyorum çocuk yanımı...

Bir keşfe çıkıyorum ellerinin içinde
Çizgilerinde yolumu buluyorum her kokladığımda
Her öptüğümde en içini ellerinin, cenneti yaşıyorum
Ben sende cenneti yaşıyorum ve belki vuslatı
Ellerinden seviyorum bazen tüm yolları

Gülüyor içimde en sevdiğim şarkının notalarından bir hikâye
Hikâyesini bana bir türlü anlatmayan o çocukluk heyecanınla
İçimin derinlerinde bir ev kuruyorsun kendine
Al beni de o evin içine
Benim içim senin evin
Senin için olsun benim evim de

/Hiç şiir yazmamış bir şairin ilhamı olmalı aşk dedikleri
Yazılamayan hecelerin buğusunda duraklayan
Bir es verip tekrar başlayan, alışılan, bağlanılan, aşklaşan
Ama hiç başkalaşmayan bir ilham olmalı
Bir ses verip tekrar susan, yazamadıkça çoğalan
İlhamını yeşilden alan
Mesela sevgilim, ey sevgilim;

Bir şiir olmalı senin gözlerin
Yazıldıkça aşklaşan
Ama hiç başkalaşmayan... /

09 Mayıs 2015 88 şiiri var.
Beğenenler (6)
Yorumlar