Belirsizler

/Kelebeklerin ağladığı koyu laci siyaha çalan dört duvar,
Dirhem dirhem insanı eriten karamsarlıkla yaşanan,
Zamansızlığın ötesinde dar bir geçit,
Yerde,
Ön ayakları arkadakilerden kısa dar bir masa var,
Üzerinde;
Kan damlayan/göz yaşıyla mühürlü sarı dosyalar,
Yitikliğin merkezinde bir yer burası,
Kayıplığın tutucu zihniyeti burası.

Titrek mum ışığı kapı aralığının esaretinden kurtulup,
(Uzun sarı pardösülü,
Enkaz kalemli biri)
Usulca hissettirmeden aydınlatır bu silueti,
Kiminin üç maymunu oynadığı kiminin adı gibi bildiği,
Belirsizleri bulmak onun işi./

Belirsiz No:Bin iki yüz kırk iki,
Adı:Bilinmiyor,
Son Görüldüğü Mekan:Sevdanın dönülmez uçurumları,
Son Gören:Nur yüzlü bir hanımefendinin ela gözleri,
Yitip Gittiği Zaman:Evvel zemheri.

Belirsiz No:Üç bin elli yedi,
Adı:Mavi
Son Görüldüğü Mekan:Yağmur sonrası gök kuşağı,
Son Gören:Küçük bir çocuğun cebindeki düşleri,
Yitip Gittiği Zaman:Bilinmiyor.

Belirsiz No:İki bin iki yüz iki,
Adı:İstanbul,
Son Görüldüğü Mekan:Bilinmiyor,
Son Gören:Bilinmiyor,
Yitip Gittiği Zaman:Bilinmiyor.

Belirsiz No:Kırk iki,
Adı:Gölge,
Son Görüldüğü Mekan:Çorak arazi,
Son Gören:Gölgenin ruhsuz sahibi,
Yitip Gittiği Zaman:Şafak vakti.

Belirsiz No:Sekiz bin yedi yüz iki,
Adı:Masumiyet
Son görüldüğü mekan:Ustura izi,
Son Gören:Kalabalık/ahali,
Yitip Gittiği Zaman:İntihar saati.

Belirsiz No:Bin dört yüz elli iki:
Adı:Yağmur Perisi,
Son Görüldüğü Mekan:Eşsiz sema,
Son Gören:Baş ucu yalnızlığı penceredeki,
Yitip Gittiği Zaman:Bilinmiyor

Belirsiz No:Altı bin sekiz yüz iki:
Adı:Kalbur üstü dizeleri,
Son Görüldüğü Mekan:Sahibinin yüreği,
Son Gören:Şeytan zebanileri,
Yitip Gittiği Zaman:Şairin benliğini terk ettiği cumartesi.

Bitmeyecek!!!
Bitmezde bu kör kuyulardaki derin ürperti,
Kaç geceye emanet hisleri bile belirsizleşti,
Bunu usunda bir yerlerde gizliyor,
Sarı pardösüsü ile zatıali...

Arada bir cigara yakıp dudaklarının pasını siliyor,
?'O kadar fazlasınız ki,
O kadar fazlayız ki.''
Suskusunu içinden geçiriyor,
Ve korkuyor,
Belirsizleşmekten korkuyor.

Anlamazdan gelme beklediğin ses bu,
Hemingway geçenlerde sakalını sıvazlayıp sormuştu,
?'Çanlar kimin için çalıyor?''
İşte bütün bu şamata senin için şimdi,
Vakit tamam!Belirsizleşme sırası sonunda sana geldi.