Ben Pazarcık Gibiyim
Nasıl desem rüya gibi
Bir sabah ayaz vakti...
Şubat ın altısı saat; 04.17' da
Sallanan beşik gibiydim.
Dedim ya ben Pazarcık gibiydim.
Kar mı yağmur mu?
Bilinmezdi ama
Yağardı.
Sallanan toprak rüya gibiydim.
Sokakta dolaşan insanlar
sessiz...
Haykırasım vardı
Ama haykıramazdım ki
Umutsuz gözlerin bakışı...
Her an sallanırdık binalara bakarak
Gercek sallansakta rüya gibiydi.
İşte ben Pazarcık gibiydim.
Bende herkes gibiydim
Acıların canlı fügürleri
Kaçan kaçana arabalar dolaşırdı sokaklar da
Gidiyorlardı...
Ama nereye ...
bilinmeyen yerlere..
Adreste yoktu.
İşte ben Pazarcık gibiydım.
Yıkık binalar arasında
Dik duran binalarda rüya gibiydi
Yine haykırmak istiyordum.
Duyan olmayacak gibiydim.
Biliyor musun?
Acı, ölüm vardı.
Sessizlik, umutsuzluk vardı.
Tam anlamıyla Pazarcık gibiydim.
Her yer yıkılmıs
İnsanlar kimseler yoktu
Kuş sesi, insan sesi yoktu
Her yer sessizliğe bürünmüştü
Bu viranede bir garip divaneydim
Yaşayan bir ölü...
Sessiz sinama da baş rol oynayan
Ben Pazarcık gibiydim.
Geceler karanlık umutsuz kokardı.
Sokaklar sessiz, gökyüzü karanlık
Kötülüklerin acısı yoktu.
Memleketimin ruhları.
Güneşin şafağı aydınlatırdı kara yüzleri
Aynen Pazarcık gibiydim.
Pak yüzlere ibret !
Acıyan yaralara boğardı
Güzel insanlar umutları vardı.
Gökyüzü mavi...
Yer gök aydınlık yarınlar kokardı.
Ben pazarcık gibi...
Yürürdüm her dua da...
Gülüşünle, umutla...
Bir düşünür bin susardım
Yinede bir umut vardı.
Bütün bedenimle...
Ben Pazarcık gibiydim.