Ben Uyuduğumda
ben uyuduğumda
roboski'de katırlar ölmemişti daha
ölü mazotlar kokmamıştı malum kayalıklarda
uzanmamıştı yüzü koyun o katil kıyıda o ıslak beden
ağzında intihar köpükleri üç yaşında
asfaltlara dinamitler yerleşirken
kopmamıştı uzuvları delikanlının, dağlarının hasreti düşerken yüreğine dağlarının
anasının nazar muskası boynundaydı hala
künyesi parçalanmamıştı
şafağı çentiklerken takvime
uçmamıştı yavuklusunun saçı belinde siyah beyaz fotoğrafı kan gölüne
kerem'di hala
ufkun nöbetini tutarken dikenli sınırda
saklısındaydı aşk tutunurken soğuk kabzanın o sert kabuğuna
ben uyuduğumda
katil kuşlar uyanmıştı
misket bombaları düşüyordu çocuklarının bileklerini kavrarken
ve koşuyordu o ülkenin kavruk tenli serdengeçtisi değmesin diye kan karısına
gazze'de lambalar sönüyordu tek tek
titrek mum ışık akslarının korkusu yüz sürerken yıkık duvarlara
ilahi söylüyordu savaşın ihtiyar kadını tanrı'nın duasını iliştirip dudaklarına
ben uyuduğumda
hiroşima çiçeklerini öğütmüştü atom parçacıklarıyla
saçı bitmedik yetim soluklarının sancısı düşmemişti
göğsümün iman tahtasına
ölmemişti kobene'de umut
son nefesini verirken şehrin ciğerleri
kıvılcımlar dadanmamıştı insanlık onuruna
ben uyandığımda gördüm şehirlerin kelepçelendiğini
ve tutsaklığını sloganların
cesetler tuttum renk renk
kardeş ölümlerini gömdüm uzak coğrafyalara
lisanı farkı ağıtlar yaktım
salalar okudum, zılgıtlar ağlattım
ben uyandığımda utandım
yanaklarım gök moru
dudaklarımı ısırdım, kanattım...