Beni Azad'et Artık
bir gece yarısı
usul usul, akıyordu göz pınarlarım
elim ayağım buz kesmiş,
öylece gidiyordun benden
ve öylece sessiz sedasız izliyordum seni
her zaman birlikte baktığımız aynadan
bakıyordum ardından...
savaş kazanmış bir komutan edasında
başın dik, ve yüzünde bir sevinc ile,
son adımlarını birlikte kurduğumuz
küçük ama, bize cennet olan evimizden
hiç bir şey söylemeden gidiyordun işte..
dünya dönmüyor
zaman geçmiyordu artık
ve ben, ilk defa kendimsizlği yaşıyordum
attığın her adım'da
bir hançer saplanıyordu yüreğime
nefesim kesiliyor, can çekişiyordum
ilk defa ölümü hissettim iliklerime kdar
ve ilk defa kalp ağrısı çekiyordum
tırnak uçlarıma kadar,
sızlıyordu yüreğim...
içim içeme sığmıyor,
sensizliği yaşıyordum...
oysa, sen benim vatanım
sen benim alın yazımdın..
hayallerime sığdıramadığım kadın/ adam
oysa sen dert ortağım,
can yoldaşımdın benim..
nasıl olurda yıkarsın hayellerimi
ve nasıl seni vatanı ilan etmiş yüreğe
savaş açıp yakarsın sol yanımı
şimdi avazım çıktığı kadar bağırıyorum
işgal ettiğin yüreğimi azad et artık..
beni azad'et artık
hiç birşey istemiyorum senden
gecip giden yıllarım ve,
akıttığım gözyaşlarım kolye olsun
kokunu çekmek için uzandığım boynuna..
çünkü ne desem tesiri olmayacak
ne desem dönüp ardına bakmayacaksın
şimdi sen sevinç çığlıkları at
işgal ettiğin vatanın bayrağı düştü
esir oldu artık duygularım
yıkık dökük hayallerim beni azad et..
şimdi, bütün caddeler siyaha boyansın
bütün çicekler solsun
bütün çocukluk çığlığım,
sessizliğe bürünsün,
beni azad et artık...