Beş Vakit

Sabah
kalktığımda sol tarafta bir boşluğun milyonlarca kez
sapladığı bıçak yarası sancısı ile uyanıyorum
gözlerim yarı açık vaziyette
kabuslarla boğuşurken bir melek sesi
- Kalk yavrum işe geç kalacaksın!

Öğle
güneşin tepeye çıktığı zaman vuruyor yüzüme kızıllığını
sığınacak bir gölge ararken,varsın yakan güneş olsun diyorum
çöküyorum toprağın üzerine
sakinlik zamanı dediğim bu vakti düşleyerek geçiriyorum
avuçluyorum toprağı/kokusu başka güzel

İkindi
vakti kıyametin kopacağı aklıma geliyor
bulutlar ne zaman dans etmeye başlasa zamanı geldi mi diyorum
hoş! Seni düşündüğüm her dakika bana kopan kızıl bir kıyamet
ama korkum sadece seni kaybetmek

Akşam
batarken güneş,tüm perdeleri kapatıyorum
yavaş yavaş geceyi bekliyorum
çünkü ben geceleri buluşuyorum kendimle
güneş yavaş yavaş kaybolurken dağlar ardında
akıp giden zamanın peşinden koşuyorum
tutamadığım
yakalayamadığım
sen ve zaman
batan güneşle kayboluyorsunuz bilinmeyenlere

Yatsı
adını Ezanla duyuruyor
önce ellerimi açıyor, yastığa bırakmadan başımı dua ile diyorum
uyku tutmuyor
dedim ya geceleri kendimi buluyorum
gece ile buluştuğumda vazgeçilmez oluyorum
sen geliyorsun aklıma
sol yanım acıyor
içimde yaşanmamışlığın hayallerini kuruyorum
uzanıyorsun yanıma boylu boyunca
bir iç çekiyorum
bir ömür diyorum
bir nefes diyorsun
tam ellerini tutacak sıra
güneş mateme düşüyor,doğmasa olmaz sanki
kapı gıcırtısı
-Yavrum uyumadın mı hala sabah uyanamayacaksın !

06 Mart 2014 212 şiiri var.
Beğenenler (3)
Yorumlar (4)