Beşinci Kadehin Şiiri
Uyanış;
Uyku penceresinden, gönülgah hüznü ile suladığın bahçende, birkaç kendini bilmez adım
Kitaplar arasında boş bir sayfa bulamayınca
Lazım gelir,
Kurutulmuş gençliğini sarmak, bir cigara çarşafına
Onunla birlikte yanmanın, tam zamanıdır
Buldukların arasında kaybettiklerin yoktur
Dahası bulamadıklarının arasında da,
Yoktur.
Şaşıramazsın
Arasına ölüm girmiş hayattan, ne umulur
Toplu iğneyle birbirine bağlanmış iki ruh
Biri sessiz diğeri sağır
Evveliyatı mahmur
Dinleme kapısı kapanır.
Ölüm;
Gömmek, için, ölüyü, mezara, doğmuştur, güneş...
Gözün gözü görmediği gerçekler aydınlıktır artık
Toprak sürersin yüzüne(Nerden geldiğini nereye gittiğini değil, kimlik mukabilinde. Kök hücre vs vs vs)
Ve birkaç yapay tohumla yeşillendirirsin vadinin üzerini
Terbiyelenmiş etine, cesaret zehri enjekte etmek suretiyle, sunmaya hazır kılarsın
Teşhir edersin, onlarlaştırdığını, sandığını
En çok kendinden yabancılaştırdığını
Serersin teneşire serer gibi
Buz gibi, bembeyaz mermerler üzerine
Adının okunmasını beklersin mahşer yerinde
Herkesin utancında utanırsın
Her katledilenle katledilmek neymiş öğrenirisin
Her katledenle katletmek
Bir insan günahının sonsuz bir buğday tarlası olduğunu düşünürsek
Sıranın sana gelmesi için her gün bir arpa boyu ancak yaklaşmaktasın yaradılma amacına
Ve anlarsın her seferinde cennet yüreklerdedir, cehennem buralarda
Hapsetmiştir her insan cennetini, zihninde hiç ulaşamadığı ama ulaşacağını hep umduğu, ve yerini unuttuğu bir yere
Önce sıradakilerin sonra kendi özgür cehenneminin aklanmasını beklemek
Vebalini yaşamak mecburiyettir
Ve git gide azalacağı yerde büyür
Salata zamanının renk cümbüşü altında konfeti yağmuruna tutulduğu bir manzara
İple çekersin ne olur, si bemol da olsa bir siigara
Bu sevişme fazla dersin
Bu haz, kızılın griye dönme mucizesi
Kıyam
Bir ağıt gelir aklına
Başlar söylemeye, bir ana
Benden gelsin.
dersin
Ci-ğeri filtreli adamlara
Hiçbir insan aynı anda doğmaz bunu unutma
Hiçbir sıra kaybolmaz
Hiçbir kimse önüne geçemez
Peygamber olup direk hakka varmadıkça
Sabretmek zaman kazanmaktır
Yararlanmaktır sihirbazın sihrinden
Ve göç başlar.
Üzerine gazete örtülmüş bir tepeyi çizmiştir ressam yol kenarına
Çok sesli küfürler arasında homurdayan, birkaç tenekeden ve lastikten enstrüman karışmıştır ruhun gıdasına
Yanlışlıkla cebinden çıkan sevgini uzatırsın şoföre
Karşılığında bir çiçek alabilecek kadar aşk verir
Aldanmak sıradanlığını yitirir
Çünkü artık, ay her şeye şahittir
Diriliş;
Mutluluk çanları çalarak karşılanmıyorsan
Romantizmin adaletin ve saltanatın kokusu tütmüyorsa bacadan
Burnuna değmiyorsa bir dudak kirişte
Hiç olmadı
Almadıysan yanına bir şişe şarap
Demek ki
Bu diriliş sancılı olacak
1.kadeh
Şarabın kekremsi tadında kendine kavuşmak
2.kadeh
Geriye yaslanmak
3.kadeh
Yalnızlaşmak
4.kadeh
Yalnızlığa alışmak
5.kadeh
Kendini şair sanmak
...
6.kadeh
Dedenin melodisini duyunca
Sararsın yemyeşil çocukluğunu, bir cigara çarşafına
Uyku pencerenin karşısına geçip, nefeslenirsin
Artık
Aşk denilen bir hayali
Koyabilirsin avuçlarına
Yaşarsın
Ve hapsettiğin cennet ağlar, arınırsın baştan aşağı onun gözyaşlarıyla
Son olarak
Gönülgah hüznü ile suladığın bahçende, birkaç kendini bilmez adım
Uyumak;
Kaç kurşun alıyordu bu silah?
sigara dumanının hiçliğinde ziyan derecesine yükselmekti maharet belki de ruhunu gasilhane odalarında teslim etmeden. avuçiçine bırakılan not da yazmıyorsa nereye gideceğin hala araftasın demektir.. işte o an, ölmeyi ister beden çürümüş lavların koynunda teneşir cennetlerinde henüz soğuk ırmaklarda yıkanmamışken... bekler gönül, beklemeyi kendine yediremeyerek, kulağında her daim sessizliğin selası ve insanlığının boynuna astığı vebali ile..
tebrikler diyorum şaire.. teşekkürler.