Bilmem
düşler eskidiğinde
başladı akşamın göğsü bastıran kangren sancısı
yine mi uçuk gri tozlar kaçacak gözüne hayalin
zulmün tiratları saplanınca böğrüne gecenin
susacak mı fırtınalar
kasım çiçekleri açacak güz tomurcuklarına
nasılda ayaz yemiş
nasıl büzüşmüş
toprağı
hangi yağmur kabartır ki
kör bir çapanın yonttuğu saksıdan çalınan mevsimin ilk fidesini
aşılanırken yediverene
bu kadar renksiz bu kadar siyah bu kadar beyaz
yanak çukurlarını doldurunca kırkikindiler
gecikmiş iklimlerde gül zamanı
her yan bu kadar çiçek
ve tozları uçuşurken başka iklimlere
o ülkelerde yalnızlık eşelerken gurbet şarkıları
şehrim gibi kurulur mu dar sofalarda sofralar
bir kavun dilimine ilişince kadehin anason kokusu
vurur mu omuriliğimi sarhoşluğun nahoş kadranlarına ilişen zil sesleri
bilmem
sabah olur mu
göçmen ilhamlara
yazılır mı şiir yeniden
yeniden dolar mı o sayfalar bu kadar boşalmışken
ve kaybolmuşken siyah uçlu kalem
kömür tozları koşuşur mu parmaklarıma
bilmem anlatır mıyım
kurda börtü böceğe ruh yangınlarını
küllerim boğar mı karınca yuvalarını bilmem
bilmem
savurur mu içsel kıvılcımları
tutuşturur mu içi geçmiş kafiyeleri
yanar mı bilmem güftesi hüznü zamanın
sözsüz keman tınıları sallarken kuytuları
uçuşur mu yeniden korku sinmiş gözleri kumrunun
avucuna düşerken kuş yumurtaları düşlerin
bir nefes
bir kanat
uçar mı yıldızın kırık köşelerine kırlangıç
adı değişir mi hazanın
bir daha bahar gelir mi kucağı mevsim değiştiren kıyılarına ülkenin
filizlenir mi zeytin bahçesinde kara taneler
bilmem...
' düşler eskidiğinde
başladı akşamın göğsü bastıran kangren sancısı
yine mi uçuk gri tozlar kaçacak gözüne hayalin '
Hayat geçip gider hem insanlar hem de düşler eskir geride acı tatlı hatıralar bize dost kalan...👍😅