Bir Baki Seda

Karanlık güzeldi. Karanlıkta bir göktaşı intihar etmeyi seçti, gidecekti.
Yıldız kaymasını kutsal sayan bir çift göz dileğini tuttu içinden, bilinmeyen bir diyardan, bilinmeyen başka bir diyara giden göktaşı ateşler saçarak yok oldu!

Penceremden körfezi seyrederken aklıma düştün yine. Ve kayan yıldızlar yansıması gözlerini düşündüm.Sakladığım onca zamandan sonra, mavi mevsimler anılarını, hiç eskimeyen hatıraları çıkardım cebimden.

çocuk olan gözlerimde
çağrılı gülücüklerim var
haberci kuşları da yolladım
hırpalanmış yüreğime gel
bitmeyecek efkârlardayım
hatta sabaha da kalacak
bu gece kâhrı taşmış bir yüreğim
hayata kafa tutmuşum
ruhumda hırçın bir gerilla
isyanlarım yatıyor namluda
çok özlendiğini bil de gel

Yüzüm sustukça susuyordu, pencereme başımı dayadım. Bizi ayıran şehrin ışıklarına baktım uzun uzun. Açtım sonra penceremi, yanındayken saçlarımı savuran aynı rüzgar, uçtuştu gecenin o tek gözüne. Kış dolunayı,uzun zaman öncesinin iki yazını hatırlattı. Dolunayın elleri vardı..Gözyaşların kurşun gibi yüreğe saplandığı veda gecesine, beni yine ölmeye götürdü.

silinmedi yüreğimden o an
silinmedi gözlerin gözlerimden

sensizliği beceremeyen, yürüyen dalgınlıktı adım
her gece sen gelip kıvrılırdın uykularıma
yıllarca sevmedim güneşin babacan okşayışını
yolunu kaybetmiş kalp taşıyan bedenim
sadece uykularında özgürdü
dört duvar sarmaşığı yalnızlığım
aynı özlemle her gece
dönmeyeceğin şehirlere uzanırdı

Seni bu gece, bir kez daha istedim .Bir kez daha düş görmek istedim.İçimden yine panayır sesleri yankılansın istedim. Yatağımdan neşeli taklalar atarak uyandığım günleri istedim. Gözlerim bir kez daha gökkuşağının tüm renklerini görebilsin istedim. Bir kez daha bensiz bu denizin, bu göğün, martıların dağların, sokakların, yolların manasız kalacağını söyleyen yürekle, taptaze bir güne uyanmak istedim.

Küstüm birden, ya aşka dair ne varsa şarkılarında bile susmuşsa.Ya yaşlandıysa yüreğin, unuttuysa içinde oradan oraya koşturan yaramaz küçük kızı..Küstüm birden, ya devran çemberi anılarını kilitlemişse, ya düşlerinde bile kalmadıysa mavi. .

Küstüm birden ve o küskün yalnızlık yalpalayarak geçip gitti penceremin önünden.
Ağzına kadar yalnızlıkla dolu bu şehir, bu boş sokaklar tamamlanamamış bir ömürü yine iki kolundan tutup, kuytularına doğru sürükleyip götürdü.


sevgili
seni bilmem ama
martılar gibi bakıyor artık gözlerim
kirpiklerimde taşıyorum sessiz çığlıklarımı
kalbimde dikenli tel ıssızlığı
şiirlerimle yazgıma kafa tutup yaşarım seni
aşka bürünürüm her mısrada sımsıcak
imkansızlığını unutur kalemim
unuturum kendimi
sen olurum, sen kokar avuç içlerim
dertlenince içerim bazı bazı
bazı bazı ağlarım yalancı omuzlara
umudu bağlamak isterim ince bir dala
bazı bazı bir ümit, dillenir belkilerim
küllerinden doğmayacak anka kuşu
içimdeki özlemin seni aradığını bilirim

denizi ahhhh! kokan kıyıların birinde
bir kaya seçtim sen gittikten sonra
kemanı ağlayan bir müzik seçtim
baki bir sevdaya
ağıtlar yakıyorum
aşığa ölüm yok deselerde
senin duymayacağını bilsemde
adımın selâsını bekliyorum.

28 Ocak 2011 508 şiiri var.
Yorumlar (4)
  • 13 yıl önce

    tebrikler canım...

    güzeldi okumak şiirini.

    sevgiler.

  • 13 yıl önce

    İncilerle taçlanan bu güzel şiirinizi kutluyorum sevgili Nilgün. Selamlar.

  • 👍👍👍 harika şiir ...... ama sonu neden acı bekleyiş....

  • 13 yıl önce

    Ne şahane anlatım; duygu yüklü, tabiatla sevgiliye duyulan özlemin betimlenmesi çok şık, uzun olmasına rağmen odaklıyor satırlar zira masalsı bir aşk canlandı gözümde, pırıl pırıl aşk ve hasret...

    Sevgili Nilgün kutlarım hayranlık ve içtenlikle.