Bir Bilsen
bir bilsen
nasıl diz çökerdi bulut
korktuğunda
boynumuza kadar uzanır karanlığı
bilsen nasıl yağardı
yağmur, boğarken karıncaları
kaçarken yalnızlığı
hücrelerinde diz boyu heyelan
küf kokardı şarkılar, dili kesik işkenceler delerdi şafağı
sessizdi
can kırılırken ve can doğarken diğer döşekte
bilsen nasıl söylenirdi o masallar
gözlerini kamaştıran Eylül'ler sevişirdi
habis işkencelerde,
insanlık onurunu hiçleştirirdin
hiç sabahlarda
bilsen nasıl ağlardı
delikanlı düşleri
mazgallarında hikaye üreten yazarlar
uzun öyküler çizerlerdi
kan pıhtısı tırnaklarıyla
ağlamak ile gülmek arası, eksikleri tamamlardı yarım tuvallere
bilsen
orada kaldı kan çizimleri
sökemediler duvarları
düz bir fırça ile maskelendi beyaz boyalarla
kapanmadı bir kat
bir kat daha
ölene kadar o resimler..... öldüler sonunda askılarda sallanan boyunlar kadar.
Sonra sesleri kaldı
Kulağımızı tırmalarken tırnakların
Tek yol devrim dediler
Ya da postallarımı bağlayın düşmesin....
Düşmedi
Ya da babası ağlamadı Hüseyin'in lastik ayakkabılarına
Biz bildik ki
Çabuk kurulmamalıydı sehpalar....Zorumuza giden fidandı kuruyan
Acı dolu günler acı dolu yıllar toplumsal hafızamızdan hiç çıkmayacak aslında...👍😅
bilsen orada kaldı kan çizimleri sökemediler duvarları düz bir fırça ile maskelendi beyaz boyalarla😙👍
Şiir sen ne güzelsin...asılı kaldı suçsuz boyunlar darağacında mirim...🤐 kutlarım degerli kalemini üstat 😙👍