Bir Düşe Ağit

Rüzgarlara kafa tuttuğunda , boran fırtına olur ve köpürür deniz,öfkeye yenik düşer
Unutur eskittiği aşklarını ve kumsalın kıyısındaki kaçamak öpücükleri unutur..
kavrulur mavi öfkede ve sarı turuncu ihanet doğar bir aşkın közünde
kuşlar çoğaltır kendilerini
Prometheus pişman değildir...kemirir durur zaman ve kötülük,canı yanar
Kahindir ama bilememiştir zahir bir kartala yem olacağını
Uğurudur o tüm insanların...
ZAMANI DURDURUN!!!!

Aya küfredilir bazı ayrılıklarda
Ay yalnız
Yıldızlar ıssız
Ve ölü bir yıldızın ışığı çağırır seni geceye
Ölü, öldürdüğün, öldürdüğünüz aşk çağrısının son kullanma tarihinin geçtiğinden bahseder tüm gazeteler üçüncü sayfalarında
Fotoğraflar eskitilmiştir
Eskimeye zaman bulamamaktan,anı olamamaktan,aldanmaktan mahçup bakarlar yüzlerinize
bir zamanlar gök olmuş, deniz olmuş yüreğinde bir tufan
Bir sel alır götürür gözyaşlarını geçmişe
Anı olamamış anların ağıdı yakılır dizelerde
Sessizlik 'a requiem for a dream'i mırıldanır
Serseriler,soytarılar,dolandırıcılar,köylüler,çocuklar geçer pazaryerlerinden
Ve nasıl bakarsa küçük kız çocukları kalp şeklindeki elma şekerlerine
ne kadar tatlı ne kadar pembe ve yumuşaksa pamuklar,şekerler,yastıklar
Pamuk prenseslerinin son uykusu da o kadar tatlıdır işte.
Pazarlar hıncahınç dolu... hiç boşalmayacak gibi....
Aşklar satılık
Tüm cüceler uykuda


Bana pamuk şeker al gelirken,gelirsen eğer..
Bi de sende unuttuğum aşka yazgılı ömrümün son çığlığını bırakmıştım aynanın önünde
kızıl gülümsememi
hepsini al gel
Onu da al gel
Sonradan kimsenin olmayacak gülüşlerin yanına koyacağım kızılını ,izini parmaklarının ve kalbimde biriktirdiğim bir nehir kavuşacak karadenizden egeye

Öfke ve aşk kokmalı yaralı şehir bu gece
Bu gece her şehir İzmir olmalı...
Bu gece ben aşk...
Ben aşık olmalı
Artvin' e kar yağmalı
Sesim yankılanmalı dağlarda...
Horon tepmeli ,zeybek oynanmalı,aşk olmalı bu gece,
Aşk...
Borcumu ödeyeceğim tüm kaybetmişlere.
Kendime de!

Bu gece sadece ışığı bana yadigar ölü yıldızların gecesi dir
Işıltıları aydınlatır gök/yüzleri,ışıltıları halen gökyüzünde
Göz kırparlar ölü tanrılara,
Işıklı kentler borçludur
Ben de borçluyum yalnızlara,
Kalabalık kentler
yalnızlıklarında ayrı ayrı yalnız ve tek olanlar unutulmayacak
sessiz ağıtlar yakacağım onlara..
Ölü yıldızlara

Ve nasılsa kaybolmaz ya attığın en ufak kahkaha ve sadece kendinin duyduğunu sandığın çığlık
canına kıyanların son çığlıklarını toplayacağım semadan,geceden ve denizden,okyanuslardan,nehirlerden...
Bir deniz atına binip götüreceğim onları
Aşka dostluğa şefkat ve merhamete....


Dionysos'la
kadeh kaldırıp,
Oedipusla aşkı konuşacağız
Ve bir şahmeran sarılacak boynuma
Ben sevdaya, ölüme dünden razı
Bırakacağım kendimi ölümün koynuna...
Yanımda şarabım,yanımda yalnızlık ve kalabalık şehirlerin ışıltılı geceleri
Yalnız sokakların bekçi düdükleri
Beklemeyeceğim seni
Duymadığın çığlığımı duyacak zaman
Ardımda bıraktığım gölgem dolaşacak
Kordon'da,Kafkasör'de
Yaban atlara yükledim kalbimi
Beni bir tek onlar anlayacak.
Bir çığlık bile bırakmamıştın ardında...
O yüzden seni kimse duymayacak!
12 haziran 2011-sinop

12 Haziran 2011 244 şiiri var.
Beğenenler (2)
Yorumlar