Bir Fincan Kahve

Bugün,
Gece daha bir zor geçiyor.
Yıldızlar sanki yanı başımda.
Uzansam,
Alabilecekmişim gibi duruyor.
Ben uzandıkça, daha çok uzaklaşıyor oysa.
Şarkılar, daha bir dokunaklı.
Bilmem ki !
Sessizce kaybulup gittigini, biliyorlar mı yoksa.
.......
Bir Eylül gecesi.
Ayazda kalmışım gibi.
Bu kadar soguk olmazdı bu aylarda.
Bu tarih bile, unutulmayacak asla.
Üşüyorum.
Ellerinmiydi acaba ısıtan beni.
Sensizlik mi, bu denli donduran beni.
Biliyorsun gece sefası çiçeklerimi.
Benim kadar hüzünlü sanırım.
Baksana, onlar bile küsmüş.
Açmadılar hala..
.......
Saatler; geçmek bilmiyor.
Zamansız bir gidişin, sorgusumu acaba.
Ayın ağladığını bile, ilk defa görüyorum.
Gözlerime toz kaçmış,
Benmi yanılıyorum yoksa.
Herşeyin bir ilki varmış.
Son olmak hiç yakışmadı sana.
Yanlız !
Çok duygusal bir ortam.
Ve çok sessiz içiliyor bugün anılar.
Zaman nifaklarını öğrenmiş oldum.
Seninle geçen bir saniye bile.
Ne kadar değerliymiş oysa.
......
Şimdi bir yıldız kaydı.
Benim korkularımdan,
Senin olduğun kente.
Kimbilir, kaç kişinin hayelleri yıkıldı.
Kaç kalp, yarım kalmış aşkın sancısını yaşadı.
Ve kaç sigara yarım kaldı parmaklarımda.
Neden durgun olduğumu,
Bildiğinide sanmıyorum.
Belkide !
Ilk defa umutsuz.
Ilk defa hayalsiz.
İlk defa uykusuz.
Ilk defa sensizim.
....
Bu aralar;
Yorgunluk, halsizlik had saffada.
Yürüyecek halim yok.
Konuşacak mecalim.
Açlık dersen.
Açlık diye bir belirti yok.
Çok yorgun ve çok doluyum.
Belkide biraz kırgın.
Dinlersen veya okursan sakın kızma.
Sancılıyım, duygusalım, hüzünlüyüm.
Şöyle düşün istersen.
Ağır aksan yürüyen bir topal.
Kimsesiz bir çocuk.
Kafesteki çaresiz  bir kuş.
Bazen sen, bazen ben gibiyim.
......
Gel demeyi ne çok isterdim, bir bilsen.
Kelimeler düğümleniyor.
Sözcükler yetersiz kalıyor.
Affet ! Üzmek istemedim.
Bütün suç çalan şarkılarda.
Masamda ki hatıralarda.
Bu içimi ürperten havalarda.
...........
Oysa;
Ne çok özlediğimi bile söylemeyecektim.
Affet! belki kırdım, incittim.
Ama ben senindim, senin sevdigindim.
Gidişini kabullenemedim hala.
Aslında bakarsan,
Sormak istediğim bir şey var.
Nasıl söyleyeceğimi bile bilmiyorum.
Sen tanıyorsun beni, sen anla.
Bilmem ki !
Bir fincan kahve ısmarlasam.
Kırk yılın hatırı sayıp.
Bedelini ödermisin bana ?
...