Bir Gece Uzun Cümlelerimle Başbaşa
Ölçülebilir ümit boylarıyla geçiyor günlerim
Gözle görülebilir bir farkı var artık yenilerimin
Eskilerimden kurtulmak ister gibi bir dileğim de yok
Mazimin gölgesinde dinlenirken huzur getiriyor şimdilerim
Bir sen varsın bütün bunların dışında, hem de hepsinin
Hem de hiç biriyle ilgisi olmaksızın sana sığınıyorum
Tüm bakışlarımı kaçırmak istediğimde uzaklardan ziyâde
Bugün sana içimi açtım, döktüm; neyim var, neyim yoksa
Bilmiyorsun, ellerimden nasıl dökülüyor tedirginliklerim
Sana dair her şeyin, her zaman iyi olmasını istiyorum
Ben de bilmiyorum neden bir başkasının iyiliğini bu denli
Gönülden, içten, tüm dualarımla, sürekli olarak istiyorum
Şarkı olmasın diye sana dair her hangi bir satır ya da şiir
Tüm çabalarımı resimlerden de uzak tutup karanlıklar altında
Bir fidan dalına bağladığım çaputun verdiği kuşkulu umutla
Yıllanıp duruyorum geceleri kısıtlı yanıp sönen ay ışığında
Unutmuyorum yine de güneşin iyiliğini gündüz vakti içlerinde
Bulutların iyiliklerini de hatırlamaktan vazgeçmiyorum
Tozu toprağı da hatırlıyorum serin rüzgârı da saçlarını da
Bir de yatmadan önce son sigaramın gizemli dumanını
Uzun cümlelerin arasında kayboluşum başka bir hikâyedir
Her şairin boy ölçüsü gibidir aslında bu çekip çekiştirmeler
Kim kimden daha uzun, kim kimden daha kısa tartışmasında
Yarışı hep kazanan bir tek gecedir bence aslında.
Sen olmalısın şimdi, başım göğsünde olmalı; yoksa şiir uzadıkça uzar.
Şiir ki kıskançtır, bu yüzden sen yoksun; gece, sigara ve şiir var.