Bir Gevreğin Yarısı
Bir zamanlar Alsancak'da keman kursuna giderdin.
Ve o günlerde her sabah
Vapurda edilen muhabbeti sevdiğimizden,
Karşıyaka'ya gider hiç inmeden geri dönerdik.
Ama ondan önce fırından yeni çıkan gevreği mutlaka alırdım.
İskeleye varana kadar soğusada, ellerimiz sıcacık kalırdı.
Vapurun ikinci katında kuytu bir köşeye oturur
İkiyüzer kuruştan birer çay ve bir gevreğin yarısıyla,
Acıların velayetini üstümüze alırdık.
Kaptan motorları çalıştırınca tedirgin olur,
İskeleden uzaklaşırken arkada bıraktıklarımızı düşünürdük.
Gitmek, ayrılmak, terkedilmek, uzaklaştıkça küçülmek ne kötü!
Sen gevreğini martılara atıp doymadım derdin
Sonra ne kadar suç varsa onların üstüne yıkar,
Aklımıza geleni sayar, gülüşürdük.
Tekrar Alsancak iskelesine döndükten sonra,
El ele keman kursuna yürürdük.
O eski binada, altıma bir tabure çekip duvara yaslanır,
Seni dinlerdim.
Adını bilmediğim parçayı çalarken
Beni o hüzünlü keman sesiyle dört yerimden bıçaklar,
Her seferinde kalbimide çalardın.
Benim huysuz ateş böceğimdin
Senin hep yanlış notalarını sevdim,
Ve asla düzeltmeye gerek duymadım.
teşekkürler en iyi şiirlerimden birisi 🙂
Tebrikler masal gibiydi.Yüreğinize sağlık🙂