Bir Güneş Batımı da Olsa
müzmin yalnızlıklarına düşer
geceyi katleden rüyanın perde arası
yastığında, sen ararsın
belki bir saç teli
ya da dünden kalan ten kokusu
katli vacip aydınlık girer pencereden
tam karanlığa alışmışken ve siluetini çizmişken kireç bir duvara
sıkışınca hani öpüşmelerin aksı, ay ile yakamoz sırtlarına
manayı bozan şehir gürültüleri koşar tan ile kaldırım arasına
hasımdır artık topuklarına güneş çarpmış rugan sesleri
düşleri bölerken her adım
kurşunlar yağdırsan gökyüzünden nisan misali
korkarsın begonyalar ürkecek diye
oysa ıssızlık zamanıdır
yüreğin lambalarını sen diye kapatırken
ve yeni bir şiir doğarken, yeni doğan bebenin çığlıklarını uyandıran kalem
küser, kahpe izli sokak kahkahalarına
nereye koşarsa koşsun şehir
ya da göç ederse
göçsün
sen kal kumsallarında
bir güneş batımı da olsa
bir günlük tufanın ardında kalalım
bir günlük soluğumuzu emanet edip tanrı'ya
varsın da alsın sonra,
ama bir mayıs zamanında
ihtiyar zeytin ağacının dalları dökülürken omuzlarımıza...
ama bir mayıs zamanında ihtiyar zeytin ağacının dalları dökülürken omuzlarımıza...
tebriklerimle
👍👍👍
güzel şiirdi yüreğinize saglık kaleminiz varolsun saygılarımla
oysa ıssızlık zamanıdır yüreğin lambalarını sen diye kapatırken ve yeni bir şiir doğarken, yeni doğan bebenin çığlıklarını uyandıran kalem küser, kahpe izli sokak kahkahalarına😙😙👍
gecenin karanlığında ıssız ve suskun bir başına kaldığında düşer böylesi güzel eserler...kutlarım üstat..👍😙