Bir Kedinin Manifestosu

DÜŞÜNCE FIRTINASI
İNSTAGRAM FİLOZOFU JULİET:
Aşk dediğin şey, belki de
olmayan beynindeki bir boşluktur.
Seni Tanrı mı yarattı, yoksa
Tinder Gold üyeliğin mi icat etti?
TWİTTER ROMEO’SU:
Ben ki Don Kişot’um,
delik çoraplı ayakla
değirmenlere saldıran,
Engels’in banka hesabını
bitiren bir “devrimciyim.”
Sen Hawking'in,
"Kara delikte kaybolmuş anti maddesisin."
Ama mesajlarım
hâlâ "göründü" olmuyor!
İNSTAGRAM FİLOZOFU JULİET:
Einstein dese,
"Zaman görecelidir,"
ben de derim ki,
"Erkekler cevap vermeyince
ve kredi kartları yetersiz bakiye hatası verince
zaman duruyor!"
TWİTTER ROMEO’SU:
Freud: "Anneni seviyorsun."
Nietzsche: "Güç istenci bu," derdi.
Bense: "Hayır, sadece
sevgili değil,
kaşarın ham maddesini istiyorum," derdim.
İNSTAGRAM FİLOZOFU JULİET:
Sokak kedileri benden korkar,
ben ki "altın günü canavarıyım."
Range Rover'lı "doğaseverler"e sor:
"Bu bedenin silikonları
kaç orangutanın evini yıktı?"
TWİTTER ROMEO’SU:
Senin Instagram hikâyen,
"Felsefe yapıyorum" havasında,
ama asıl mesele,
"Bu fotoğrafta
kaç filtre kullandın?"
İNSTAGRAM FİLOZOFU JULİET:
Darwin demiş ki,
"Maymundan geldik,"
ben de derim ki sana bakınca, adam yüzde yüz haklı.
TWİTTER ROMEO’SU:
Kafka bunalıma girer,
ben dolmuşta sıkışırım.
"Evrim" mi dedin?
Benim evrimsel süreç,
"Alo, şoför, para üstünü unuttun!"
İNSTAGRAM FİLOZOFU JULİET:
Çay demlendi,
düşünceler koyulaştı.
"Fazla mı kafa yoruyorum?"
Hayır, sadece
kahvenin yanında
gelmedi börek!
TWİTTER ROMEO’SU:
"Felsefe yapıyoruz" aşk havası var,
ama gerçek şu ki, boşver ve söyle
şu an üstünde ne var…
Kedi "Miyav":
Siz ki 'aşk' diye ağlarsınız,
ben ki mama kabı boşken bile dünya görüşümü değiştirmem!
Freud dese "kedi seversen anneni özlüyorsun,"
ben tükürüğümle "psikanaliz makalesi" yazarım!
Siz "evrim geçirdik" diye övünürsünüz,
ama kum kabını günlük temizlemeyi hâlâ öğrenemediniz!
"Felsefe yapıyoruz" havalarına girmişsiniz,
oysa ben kendi kuyruğumu kovalarken bile
sizden daha derin sorular soruyorum!
Ey Nietzsche, "Tanrı öldü mü?" sorarsın? Sen anlamazsın...
Benim sabah mamasını veren teyze
günlerdir ortalıkta görünmüyor! Ama mama kabım hep dolu.
Siz ki 'aşk' diye Tinder'da swipe atarsınız,
ben ki sokakta doğdum, sokakta felsefe yaptım!
Freud: "Kediler annesini arar" derse,
ben mama kabına işeyerek cevap veririm!
Jean Paul Sartre ya insan vardır ya da Tanrı vardır der,
ben tek patimle çöp tenekesine tırmanarak zaten var oldum!
Sizin "entelektüellik" dediğiniz felsefe,
benim gece vakti çöp tenekesiyle sohbetimdir.
"MİA-MİYAV!
Siz ki "aşk" diye hormonlara yenik düşersiniz,
ben ki mama vakti gelmeyince dünyayı selamlarım…
Freud dese "kedi sevgisi absürt,"
ben kedi otu çekip onu da halüsinasyon sanırım!
Siz "evrimleştik" diye övünürsünüz,
bense sokak köpeğini görünce
"Doğal seleksiyon bu mu lan?" diye sorarım!
Kafka "Ya hep ya hiç" dedi,
ben "Mama kabı boş" dedim!
Aynı kapıya mı çıktı…
Son söz "son Miyav:
Siz ki bir 'miyav' bile anlamazsınız,
ben ki tek bakışımla tüm felsefeyi çürütürüm!
Freud dese "kedi sevgisi çocukluk travması,"
ben mama kabıyla oynayarak onu "obsesif kompulsif" yaparım!
Nietzsche "üst-insan" der,
ben "üst-kediyim" zaten!
Tek hamlede çöp tenekesine tırmanırken
karyoladan bile düşen sizleri izlerken…
4. kattan atlarken 9 canımı sayarken
sizin "çok derin felsefe" dediğiniz kitaplar,
benim tuvalet kabımdaki kum kadar anlamlı!
"Ben ki antik Mısır’da bir tanrıydım, şimdi sizin Instagram hikâyenizde ‘şirinlik’ abidesiyim!"
Ama siz Reels çekerken beni fark etmediniz!
Çayınız demlendi, aşkınız da aklınız da fast-food!
Çav, ben gidiyorum...