Bir Lâle Devri Hikâyesi
Devlet-i Aliyye-i Osmaniyye'nin
En kudretli valilerindendi Abdulah Paşa
Damadı olmuştu padişah III. Ahmed'in
Aydın'da bir saray eyleyip inşa
Bakardı işlerine, Saruhan'ın, Aydın'ın ve Menteşe'nin
Devir Lalelerin makbul olduğu
Çereğan ile hanedanın ve saray çevresinin
Hoş beş ile neş'e bulduğu
Bir acaib devirdi ki zengini boldu
Ama o devirde almadan birşey
Sadece verirdi çilekeş Anadolu
Lâkin gün gelip değişti herşey
Tarihler yazdı bir Halil lakabı da Patrona
Gemilerde çalışıp gelmişti İstanbul'a
Bakarsan boyuna posuna ve çıplak baldırına
Öyle bir bir levend idi ki dili
Kendine bağlardı pek çok kimesneyi
Çıkarıp isyan daltaban, pür silah
Topladı Sultan Ahmed meydanına
Değişti devir, kargaşa ile bin bir ah
İşlenmiş günahlara katılıp niçe günah
Geldi haber bir ulak ile Aydın'a
Kızlarağası Beşir'den hani siyah mı siyah
Anladı Abdullah Paşa değişince devir
Beşir onu istemeyip getirip bir punduna
Varlığını yer yüzünden vakitsiz silecektir.
Yetişir sandı bir harp yetişir imdadına
Orduy-u Hümayun gider ise sefere
Toplayıp Kapıkullarını varır ise serhate
Kılıcım emrindedir der ise Serdar-ı Ekrem'e
Kurtulur sandı başı ve şöhretli saltanatı
Seyisler hazırladı ahırdan çıkarıp alaca atı
Kuşanıp zırhını bağladı kılıcı beline
Kapıkullarıyla yürüyüp menzile
Erzuruma'a doğru çıktı yola bin beş yüz atlı
Yollarda onlara daha niçeleri katıldı
Lakin içlerinden bir kısmı sağa sola dağıldı
Antalya taraflarından Toroslara geçtiler
Evler köyler basarak seferden vaz geçtiler
Paşa anladı bu iş kendisine bir tuzak
Ama dönemez geri namerdlik ona uzak
Varınca Erzurum'a kalmıştı dört yüz atlı
Onlar da yorgunlukla çayırlara yayıldı
Serdarın otağına girdi Abdullah Paşa
Belinde kılıcıyla ve yalnız tek başına
Serdar hiddetle çatıp kaşlarını asabi mi asabi
Kulların seni dedi dinlememiş besbelli
Kimse gelmemiş senle söz verdiğin asakir nerede
Boynun eğip çaresiz selam ile ayrılırken huzurdan
Bir iki fedai fırlayıverdi çadırdan
Paşa'ya hançer ile hücum ediverince
Sallayıp kılıcını düşürdü iki kelle
Sonra etrafın sarıp onlarca yüzlercesi
İmdad edemeden yorgun avanesi
Kılıç darbeleriyle serildi cansız yere
Aynı gün kaldırılıp kanlı cenazesi
Selası okundu duysun diye hanesi
Bir devir böyle bitti, durdu can pervanesi
Ardında kaldı adı Aydın'da bir mazisi.