Bir Meselayı Saklayan Muamma

-Mesela ile başlar mı bir şiir ?
ya da başlamış mıdır hiç;
bilmem...
ben başlatayım öyleyse-

mesela bir gün karşılaşır mıyız,
seninle,
Sakarya Caddesi'nde,
ellerimizde simit,
oradan güven parka yürürken adım adım...
ya da sen memleketin en ücra köşesinde,
bense bir sahil kentinde,
o simidi martılara,
aşkmışcasına dirhem dirhem,
pay ederken,
gelir miyim aklına ?
yani mesela ...

bir sokağın orta yerinde,
elinden tutup bir çocuğun,
kagıt helva alır mısın ona,
arasında bir parça dondurma...
ya da sevebilir misin benim yerime,
ordan geçmekte olan minik bir bebeği,
henüz acıyı tatmayan...
uçurtmalar uçarken gökyüzünde,
sense benim zihnimde,
öylesine uçarı,
bir garip muamma olabilir misin ?
karşılaşır mıyız bir akşam dilberler sekisinde,
öylece boyuna koştururken,
ben sana sen de bana...
yani mesela..

bir akşam üstünü beraber getirip,
üstüne bir de sabahlar mıyız seninle,
ve yıldızları sayarken ben gözlerinde,
sen öylece bakıp,
bir portofino hayal edersin ellerin ellerimde,
ve bençılgınlar gibi yanarım ateşinde..
ya bir sabah kahvaltısında,
beraber izler miyiz,
uçan beyaz kelebekleri,
ve ipek böceklerinden kanatlı sevdalar yapar mıyız,
kendimize...
açar mıyız gözlerimizi aynı sabaha ,
yani mesela...

hasret kokulu masa başlarında,
evrak dolusu dosyalardan sızan yorgun aşkların,
sahtekar gülümseyişleri gibi,
bakıp ve neden sonra,
çılgınlar gibi sarılır mıyız birbirmize ?
kendimden öte ,
kendinden içte...
bir sevi şiirinin sıcaklıgında,
yanar mısın benimle ?
buram buram Nazım kokan memleketimin,
her bir köşesinde,
çiçekler büyütür müsün benimle,
ve bir akşam öylece umarsız,
koşuyorken sekilerde,
simit bölüştürüyorken acılarımız gibi,
onca martıya,
ve neden sonra tunalı hilmiden sakarya caddesine,
oradan konyaaltına bir garip buse,
ve koşabilir misin hiç durmadan ,
benimle bir sabahtan,
bir akşama...

yani ruhuna yandığım,
beni sevebilir misin ?
...mesela...

/ Antalya 18 Mayıs /