Bir Öpücüğün Hikayesi

Herkes sanar ki hikayesi olan herşey büyük şeylerdir
Bırakalım da onlar istediği gibi sansınlar
Bana göre sadece büyük şeylerin hikayesi yoktur
Şimdi anlatacağım hikaye gibi, küçücük şeylerin bile hikayesi vardır
Şimdiki hikaye aşk ve tutku dolu öpücüğünün hikayesi
Dünyanın en güzel prensesi beni öptüğünde, vücudumda başlıyor heyecanlı bir serüven
Önce o narin dudaklar beni yanaktan öpüyor,
Yanaktaki sinirler öpüldüğünü önce diğer yanağa bildiriyor,
Diğer yanak kıskanıyor, 'Ben de istiyorum' diyor
Sonra diğer yanağım da narin dudaklarının narin darbesini tadıyor
O narin darbe dudaklarımı titretiyor
Titreyen dudaklarım yine narin dudaklarından bu kez derin bir nefes çekiyor
O nefes soluk borusundan geçiyor, o nefesin geçtiği yerler ferahladıkça ferahlıyor
Soluk borusundan geçen nefes akciğere varıyor
Akciğerde esiyor bir bayram havası
Her beni öptüğün anın bayram olması gibi
Ama bu bayram sadece akciğerde durmuyor
Taşınıyor bu bayram havası kalbe
Kalpte koca koca damarlar kaybediyor büyüklüğünü
Bu öpücüğün yarattığı bayram havası karşısında küçülüyor o damarlar
Tıpkı aşkın karşısında küçülen bu adam gibi
Sonra o öpücük varıyor kalbin merkezine
Merkezdeki alyuvarlar soruyor;
Kim öptü? Kim öptü? diye
Dünyanın en güzel prensesi öptü beni
Bir bayramı başlattı, sonra o bayram kalbi hızla çarptırdı
Çarpan kalp, kan pompalamaya başladı
Pompalanan senin öpücüğündü aslında
Sonra yeni durak mide oldu
O öpücük oraya ulaştığında başladı bu kez bir doygunluk hissi
Mutluluğun doygunluk hissi bu
O his sonra mideden tüm sinirlere yayıldı
En uca dek, bütün vücudum mutlulukla doydu
Mutlulukla dolan vücudumun bir parçası olan dizim bir yere çarptı
Çarpmanın etkisiyle sinirler geriye doğru gitti
Geriye doğru giden sinirler beyine ulaştı
Beyin gözlere 'açıl' dedi
Gözlerim açıldı, karşımda dünyanın en güzel prensesi
Bu da prensesin öpücüğünün hikayesi