Bir Rüya Bir İnsan

Zeytin ekmeği katık edinmiş yorgun bilekler
Koca holdingler, plazalar, oteller
Milyonların oynadığı leş kokan nefesler,
Çoğu kanlı, kirli eller
Evine bir lokma götürmekten aciz,
üç kuruşa can döken, koca yürekler
Rimeli akmış yalanlar,
Çarpık dünya oyunları,
Yosmatik hayal kırıklıkları...

...

Her gün aynı sokaklarda ilerliyoruz.
Kimi büyük adımlar atıyor, kimi kısa,
Kimi dünya halinde, kimi baki...
Ayrı dünyalarda, aynı yollarda ilerliyoruz.

...

Her birimizin hayalleri var...
Kimi doktor olmak istiyor
Kimi aristokrat,
iyi bir baba, memur, çok para...
Kimiyse sadece karnını doyurmak istiyor,
umarsızca...

...

Her insan farklıdır
İstekleri, ulaşamadıkları, idealleri, duyguları, duygusuzlukları...
Her biri ayrı dünya,
ayrı bir rüya...
Ama hep bir ortak yanımız var...
Hayal kırıklıkları...
Geceleri uyutmayan, gök gürültülü kabusları...
altını ıslatan bir çocuğun annesinden yediği koca şaplağı
Ve hayatın en masum tokadı...


Gizem Çavuşoğlu