Bir Şair Demişti
bir bulut geçiyor bak
bin bir dereden iz var
hangi okyanusun üzerinde dolmuş
-bilinmez-
hangimizin göz yaşını hapsetmiş içerisine
gerçekleşecek birazdan o sonsuz döngü
dolacak yağacak donacak
yok olmuş gibi yapacak gözler önünde
tutamayacağız hiç birimiz onu yerinde
karanfil kokusunu açığa çıkaracak
-biliyorum-
bir katre ile itaat ettirecek bizi aşk badesine
-bir bulut sadece-
aşık edecek beni sana
kimimiz bebeklere benzeteceğiz
kimimiz fırtına göreceğiz içinde
sade karanfil kokusu düşürecek
tadını bilmediğimiz bir his dolacak dimağımıza
-yutkunurken-
dökülecek içimize hayaller
su olup akacağız derince -sesizce-
coşacağız ilkbaharın kıyısında kar suyu misali
ne olacak yani
-öğrenecekler diyorum-
bir şiire konu olacak
çocuğa hayal, toprağa can
içinde binbir yeşil tomurcuk
keskin bir müzik çınlayacak kulaklarımızda
-ki sana bağlı bir halatın son ilmeğinde-
aciz bir duygu sel olacak
-şakağımızdan solumuza-
adını adıma karıştırsın bu bulut
kokunu kokum saysın
ardımıza rüzgarları alıp
-emre itaatin huzurunu-
tüm kulaklara nidasını haykırsın
az sonra bir bulut geçecek bak
üstümüze bırakacak çiselerini
ve eminim
-gerçekten eminim-
bir nokta kalmayacak bu yolda
ağaçlarına gözlerinin değmediği
yollarına izlerinin çizilmediği
-bir şair demişti-
belki de hatırlarsın
şehrin sanatkarları imrenecek titrek yürüyüşüne
hadi sen koş
bak rüzgar ardında
-hadi aç yelkenlerini-
çocuklar öğrenecek nasıl gülüneceğini