Bir Seyyahın Elli Yaş Destanı ​


​Bir taif gezginiyim yurdum çöllerde imge,

Rüyalarda bıraktım o eski, loş dehlizi.

Ve günlerin zinciri , boyanınca kor renge

sustum suskunluğuma gömdüm mavi denizi..

Limanlar bükülünce, demir attığım her yer

hem gurbet köşesiydi,hem demsizdi semaver


​Kadim çağ sancağıyım, göğün uzak direği,

Babil kulelerinden düşmüş bir parça taşım

Kalbim bir pusulaydı, gösterirdi gerçeği.

Taşırdı gül sırr'ını kaç bin yıllık telaşım

Gurbet benim kafesim, camdan duvarları var,

Güneş eksik ses yarım ve hep eksik o bahar.


​Şimdi elimde sırça bir küre, döner durur,

Kaybolsa gezgin ruhum,yolda bulur kendini

Toprak beni süzerken,kara bağrında sürur.

Medeniyetler boyu günceller trendini

Bin İskender yakardım , bir keşif arzusuyla

dönmeseydi değirmen,çarkına değen suyla


Say ki seyyahım;göğsüm;tepelerin sisi'dir

Bağcıklı mit süslüyor bilge ayaklarımı...

Vardığım tüm duraklar bir kadın nefesidir

Yürüdükçe yakıyor gölge ayaklarımı...

Dağlarda fink atarken içimden kaçan rüzgâr,

Kafiye arıyorum kör sağır ve ihtiyar...


Ağaç olmak çetin iş köklerim derinlerde

Biraz doğu gizemi,biraz çelik gücü var

Yedi başlı ejderha beklerim derinlerde.

Bir halı üzerinde gezerim diyar diyar ...

Açarım gözlerimi kirpiğim buz sarkıtı

Kaparım gözlerimi,yazıda yılkı atı


Elli yıllık ömrümün eşiğinde üç neşe

Dünyayı omuzumda taşıdığım üç gurur

Bir türkü'nün diliyle tohum saçtım güneşe

Ve sonra çekip gittim,saye'si dağa vurur.

Bir destandan geriye çağ'ın çilesi kalır

Unutulsan,akılda aslan yelesi kalır...

​emin çlkli

07 Aralık 2025 19 şiiri var.
Yorumlar