Bir Yılan Balığı İronisi

Şimdi,
Bir yılan balığı fahişesi gibi, çıkarak koynumdan
''Su hayattır'' reklamlarının subliminal gölgesinde
Namus pankartlarıyla, yürüyeceksin hayatına...

Ve belki de,
Ortak edeceksin romantik bir şairi de
Vasıfsız deneyimler için,
Didaktik günahlarına...

O ''-evlenelim'' diyecek,
Daha çok sarılacaksın.
Ve geçmişte bıraktığın
Kaç yalan sevda varsa; mumunu yakıp
Gece yarısından önce
Aşkı arayacaksın...

Bileceksin mesela, havyarın elle yendiğini
Ve çatalla bıçak,
Tüm insanlığın unuttuğu bir duyu gibi
Sağında duracak...

Fakat,
Bir şey daha olacak.
Tüm bestelenen şiirlerin, şairleri gibi
Unuttuğun bir şey...

''Gözler olmasa bu kalplerimizin aynası
geceye nispet yapar gibi, niçin kararırlar?
Ve kararmasa gözlerimiz,
Tüm bu pahalı günahlar
Bir mahmur maaşıyla
Nasıl alınırlar?...''

Şimdi,
Bir yılan balığı fahişesi gibi, çıkarak koynumdan
'Evlilikte hayır var'' ezberlerinin unutturan kalabalığında
Akraba alkışlarıyla, ''-Evet'' diyeceksin şairine...

Düşünme artık,
Günahlar bile, ayrı defterlere yazıldı.

Artık,
Tüm mutluluklar senindir.

Ama, Unuttuğun bir şey var;

Her evlilik teklifi de
Bir nevi
Seks davetidir...