Bir Zamanlar Yamalı Elbiselerimiz Vardı Onurumuzla Beraber

Bir zamanlar;
Hani,
uzakta bir köy varmış diye başlarmış ya eski öyküler,
işte o eski köylerde,
mis gibi toprak kokan kesekli evlerden,
çalı çırpı ile tutuşturulan ocaklarda tarhanalar,pişirilir,
bulgur aşı soğan ile harmanlanıp, ezme yoğurt ile tahta kaşıklar ile,
beraber yufka ekmek bulgur aşına çömçe yapılarak daldırılır,
ağızlar beş karış açılır, bulgur aşı afiyetle yenir,ardına da bulursan dağ çayı,
bayram şekeri ile tatlandırılır,
çocuklara süt tozu verilir,
sabaha yeni bir umut ile kalkılırdı..
Hani siz bilmezsiniz çocuğum..?
ilkokul yıllarında, sınıf öğretmenimiz,
özenle sakladığı müzik kutusundan,
fülüt'ünü çıkarır, dağ başını duman almış marşını çalar,
tüylerimiz diken diken olmaya başlar,
kimimiz Mehmet, kimimiz Ayşe olur,
kimimiz Kara Fatma, kimimiz Seyit onbaşı, kimimiz Şahin Bey olur,
kimimiz kağnı çeker Türk kadını olur,
bayramlarda çuval giyer, ağzımızda kaşık ile yumurta taşır yarışır da yarışırdık....
...../
Bunun yanı sıra ahırdan tavukların altından folluktan yumurta çalar,
kırıp içerdik...
Suçu benekli kediye atar, işin içinden sıyrılırdık...
Yaz tatilimiz olmaz idi, bizim tatilimiz bağda bahçede olur,
eşşeğin yanına asılan heybenin içine oturur, eşeğin karnına,
vura vura yol alır,
yolda giden eşeğin dışkılarının mesafesini karış hesabı ile ölçerdik...

Hani siz bilmezsiniz çocuğum !
Büyüklerimiz anlatırdı kıtlık zamanında, hayvanların dışkılarından,
buğdaylar tekrar toplanır ekmek yapılır, gocunulmaz,
yamalı elbise patolon giymek ayıp sayılmaz idi...
O zamanlar varsa yoksa yaşasın devletimiz denilir,
Mustafa Kemal Paşa ve Askerleri övülür,
karşı çıkan dövülür, ana avrat sövülürdü...
....../
Şimdi;
Sizin durumunuz bizden kötü be evladım,
yediğiniz önünüzde, yemediğiniz çöplükte,
evde laptop denen bilgisayarlar,
cep telefonları, aklına ne gelirse elinizin altında herşeyiniz var ama,
sizin;
Size fülüt çalacak ne bir öğretmeniniz ne de Dağ başını duman almış,
marşını size çaldırıcak bir başkomutanınız var...
Sizin Başkomutanınız ve başbakanınızın, sadece one minute denen,
bir kelimesi var,
onunla kahraman olunacağını sanıp aldanıp dururlar...
Şimdi o sizin başınızdaki baş, neyin başı ise,
şehit başına kelle diyecek,
bakanları, iki dakikalık gözyaşı akıtacak şiir okuyacak,
ondan sonra kahraman olunacak, sanırlar aldanırlar...
..../
Bak bana Evladım !.
Belki bizim, sizin gibi yok yoklarımız olmadı ama,
bizim, tarhanamızın tadında,
vatan vardı,
bizim köyümüzün odalarında,
millet vardı,
Bizim dağlarımızda, Türk vardı, efeler vardı...
Şimdi;
Yok öyle yağma Hasanın böreği,
altüst ederler birgün altı da üstü de bir kızaran böreği...
sen açık bırakma yine de arkadan göbeği.
döverler sonra senin o yuvarlak dibeği...
Derdi;
Rahmetli Dedem....


Not;
Canım sıkkın beni idare edin...Canlar...Aslında bu ben değilim vatanını satan şerefsizlere, bu bir iki çift sözüm .....

Hani;
özümüz birdi?
sözümüz birdi ?
yürüyün gidin şerefsiz kanı bozuklar..
Bir şeyi unutuyorsunuz !Her zaman ki gibi yine ...

Tarhanalar kaynayacak benim ülkemde, benim topraklarımda..
mis gibi toprak kokan evler olmasa da artık,
pırlanta gibi yeni nesil Türk neferimiz var, Başbakan kelle dese de,
aslında kelle avına çıkan efelerimiz, var...
Bekleyin ve görün...

.Kavalımı şehitlerimiz için, Boran olan kekik kokulu dağlardan üflüyorum...
ve;
Diyorum ki dağ başını duman almış, yürüyelim arkadaşlar...!
Ruhunuz şad olsun...
Çobandan sevgilerle...

18 Ağustos 2011 287 şiiri var.
Beğenenler (3)
Yorumlar (3)
  • 13 yıl önce

    Doğal yaşam,

    Sağlıklı,huzurlu,gelecek kaygısı olmadan..

    Cumhuriyetin ilanıyla birlikte kimse kimseyi öldürmeden kardeşçe yaşam..

    Git gide bozuluyor bozuldukça hırs,düşmanlık büyüyor..

    Hepsiyle birlikte cesarette yok oluyor ya İlyas Bey..

    Çok güzel şiir..

    Kutluyorum..

  • 13 yıl önce

    Bunun yanı sıra ahırdan tavukların altından folluktan yumurta çalar, kırıp içerdik... Suçu benekli kediye atar, işin içinden sıyrılırdık...

    geçm,işe dair ne güzel duygulardı bu dizeler ile beni ta çocukluk yıllarıma götürdünüz yemin ederim . bir gün ablam misafir için bir bag sucugu çok yüksek bir yere koymuştu ki bizler yiyemiyelim diye oysa çocukluk işte benim gözüm o sucuktaydı sandaye üztüne üç hasır yastık koyarak o sucugu oradan aldım ve çig çig yedim :)) eee tabi ablam aradı ki sucuk yok babam rahmetli kedi yemiştir dedi tabi bende onayladım ; heeee kedi yedi ben gördüm dedim babamda ; güldü ve ablama dediki gel kızım gel arama o sucugu kara kedi yemiş ben ögrendim dedi 😂 tabi babamın kastettigi kara kedi bendim :))

    şiir aldı götürdü ama finaldeki dip notta yüreklere dokundu doğrusu duyarlı yüreğin dert görmesin muhterem abim hürmetler.

  • 13 yıl önce

    .Kavalımı şehitlerimiz için, Boran olan kekik kokulu dağlardan üflüyorum... ve; Diyorum ki dağ başını duman almış, yürüyelim arkadaşlar...! Ruhunuz şad olsun... Çobandan sevgilerle...👍

    Hep yürekler dağlanıyor bu sıralar be İlyas, sayfana gözyaşlarımı bıraktım dostum...🤐