Bırak Gelme

Sen, uyanıkken gördüğüm bir rüyasın gözlerimde.
Bir türlü gerçek olmayan, hep yalan, hep dolan bakışları olan bir rüya!
Aldığım nefesteki isteksiz hasretten, içime sindirdiğim yakışıksız nefrete,
Hatta, ateşler üzerinde cirit atan bir adam'ın, yüreğine göre hazırlanan bir azaptın düştüğünde.

Dönme! Bedenimin aralıksız yaşlandığı o, siyah beyazlı mevsimlerinle.
Dönme! Gözlerimin belirli belirsiz ağlatıldığı o, sinsi güzlerinle.
Değme, gönlüme değme! İyileştirme yaralarımı sözlerinle, dürtükleme!
Girme günlerime parçalı doğacak o, kasvetli güneşinle, girme!

Bir dilek, bir istek ya da pir nur bir teselli, sen değilsin artık aradığım.
Bir damla duamda dahi, sen degilsin artık o arzuladığım.
Girme kanıma, delirtme! Getirme o tozlanmış yâdları gözlerimin önüne!
Sen değilsin artık bakışlarım,sen değilsin artık o tebessümlü uyanışlarım,sen değilsin gelme!

Sorma, halin vaktin nasıl diye!
Sanane ki benden, bilsen de ne geçecek, o ismi haram olmuş ellerine?
Merak etme! Sadece bir kalp eksik şu mahzun bedende,
Sadece, bir ruh mahkum, senden sonra geçecek şu mahpus ömürde, sadece merak etme!

Süzme, bir elekten akıtır gibi tenimdeki bu son canları!
Zerre zerre iğneleme, deşme! Bu tahsis edilmiş son kalıntılarımı.
Son kalmış kırıntılarımı elleme! Bırak beni benimle arzulamış dillere...
Bırak susamış bir damak yudumlasın yaşımı, bırak ta yalansız somutlasın şu cansız aşkımı,
Ama sen gelme!

Parçalayıp dağıttın umutlarımı, uğraşma öyle kolay bulup yapıştıramazsın!
Zorlama yanmış dilimi, kötü kelimeleri uçurtma -ki semadaki bulutlara, üstüne yağmasın!
Bırak olduğu gibi kalsın, kimseye bir zararım dokunmasın.
Bırak intizar denizimde, o dışı güzel, içi boş bedenin boğulmasın!

Hal bu ki, sensizlik alışıla gelmiş bir yaşam biçimi olmuştu bende.
İlk doğduğum andan, ikinci ecelimi elime alıncaya kadar.
Lâkin bu sensizlik, bulutların kızgın serpiştirdiği yağmur gibi akınca üzerime,
O ilk yere düşüp dağılan gururumu, ikinci toparlanıp birleştirileceği sûr'a kadar, bıraktı dünüyle.

Şimdi yarınımda aşk-ı cenneti yaşamaktansa senle,
Sensiz nar-ı cehennemde, sabretmeyi yeğlerim şu gönlüme.
Gelme! Bırak, sen söndüremezsin yangın yeri olmuş gafletimi!
Bırak elbet dindirir celallenmiş ataletimi, arş-ı gök'ün yegane sahibi.
Ama sen bırak, gelme!

11 Eylül 2011 45 şiiri var.
Yorumlar