Bitmeyen Senfoni / Eylül
on iki atlı bir katarın en afillisi adresin
güya;
hazan dolu hüzünlerin evi adın
ceket altı çoğu hıçkırıklarada evsahibisin
laf!
tüm şairler tutmuştur elini bir kere
bir nefes öpmüştür safran sarısı dudaklarından mutlaka
göçmen kuşlar bilmez seni !
mevsimlerin dokuzuncu senfonisi!
ben şairim
ben bilirim seni...
kanımdaki ılık pıhtı bilir senin adını
yaz sıcağında sayıklayan diller gibi,
klorofil cinayetlerinin birinci sanığı olsanda!
-yumurta kırılmadan omlet yapılır mı?-
bilmesinler boşver!
olsan, olsan;
bir dirilişe maya, bir reenkarnasyon failisin
sok ellerini cebime hadi!
gel gir yine koynuma!
biliyorsun gülüm!
sen;
gizli bir empatinin sırtındaki aşikar düş(üm),
sen aşk evinde gülleri soldursanda solmayan eylül'ümsün!..
suyundan içmeyen bilmez ki;
bağrı açık, ıslak bir ıslıksın göğe
bazen,
bir ıslık eşliğinde serenat yeni gölgelere
rüzgarına eşlikle keşmekeş bir isyan bazen
bir çağrıdır adın bazen yeni denizlere...
bilmezler!
künyesiz şarampollerden taşıdığın imbatı
en güzel senin üflediğini!
tadın saklıdır halbuki bilen dudaklarda;
yelinin bile.
mesela;
Kordon'da bir gece vakti...
hele birde ince belliye katarsan ruhundan
offff...
kadife gibi dokunursun işte o zaman...
bazı güzeller en çok senin koluna yakışır,
mesela İzmir gibi!
ey lal dilimin lül prensesi!
ey /lül'üm
kısa kelam vesselam bilmesinler neki!
seni bilenler bilir ey/lül'üm
seni ben bilirim gülüm!
arada
ıssız bir keman telinden
ussuz bir rüzgar uğultusuna meze
arada bir kavun,bir parça peynire ortak olursun!
en kötü hallerde bile yine en güzel demi sen verirsin
ve taa içine girersin adamın çakırkeyf.
nefessiz sevdalara fondip öncesi
susuz!
dolarsın nemli özlemlere sessizce
arada
bir sevdalı gence
bir metruk dilenciye
hatta bir sarhoşa bazen
şuh bir nara, arsız bir nağme
bir anonim sesleniş olursun.
huşu içinde ve kapalı gözlerle;
eylülde gel...
eylülde gel...
gardı düşmüşse yaprakların!
sen sadece sebepsin
kuşlar senden göçüyorsa buda vakittendir kuşkusuz
hazan mevsimi hüzün d/olsada heyben/künyen
derzi sağlam bir kayadır adın bilene
hangi ay bu kadar oluşuma gebedir
hangi fail bu kadar kuşkuluyken bu kadar sevilir!
bilirsin birtanem;
çok elmalı ağaç çok taş görür!
desinler takma!
bazı güzeller kıskanılır be gülüm!
gizemli cakalı eylül'üm!
şair kalem tutar sevdam.
bir yabani kuştur tuttuğu!
kâh suya yazar kâh suyu!
ben mazbatanı peşinen vermişim.
dar kalıp görecelere sokmam seni eylül'üm!
dedim ya göçmen kuşlar ne bilir değerini
unuttun mu?
fısıldamıştım hani kulağına bir eylül sabahı!
bir şair;
nefes aldıkça geçemez sevdasından
bitmez hiç senfonisi, göçemez hiç kuşu!
eylül'üm duydun mu?
👍 👍 👍 👍 tebrikler
yüreğinize sağlık
cok güzel hocam okurken ayri bir haz verdi yüregine kalemine saglik🙂🙂🙂🙂 Allah'tan bir aya hitaben yazilmis bir siir bu kadar haz yazilirsa o zaman deli gibi asik olunan bir sevgiliye neler yazilmaz ki? degilmi hocam ben kocaman tebriklerimi sayfana birakiyorum👍👍👍
Eylülü okşayıp geçmişsin şair . Ne iyi etmişsin . Nicedir hüzünlü , omuzları çökmüştü . Hüzün olmasın Eylül ...
Bu senfoniyi çok sevdim ben : )
👍👍kutluyorum emeği, yüreği👍👍👍
Biz biliriz Eylülü Duyarız, hissederiz hüzün deriz adına, ayrılık deriz, Gün olur gözyaşı kondururuz sarı yanağına Gün olur gamzelerine tatlı buseler
Ne Eylülü sileriz takvimlerden Ne bizdeki bu deli sevdadan vaz geçeriz
Tebrikler