Bitsin Hasret (askerde 2)
Geçsin şu hasret illeti
bir bıraksın yakamı hani
Neler yapardım onsuz zamanda
Köyüme giderdim temmuz sıcağında
Deresi ayağımın altında ezilirdi
Gezinirdim tütünlerin arasında...
ve üzüm çalardım komşu bağlardan
Bizimki tat vermiyormuş gibi
Tozunu içime çekerdim yollarının
hatta üzerinde yuvarlanırdım
yok mu o çoban köpekleri
kızdırır kızdırır kaçardım
Tahta bir araba yapardım
tekerlekler ağaçtan,
direksiyon ipten
Sürerdim aşağı, karşı yokuştan...
Çocukları güldürürdüm kendime,
kanayan dizimi saklamaya çalışırken
Kavrulmuş yağ kokusu arardım sokakta
külde pişen ekmek, salçalı fasulye
Bu üçü eksik olmaz bizim orda
otur sofraya, çatlayana dek ye
Çobanlık bile yapardım be
Üç beş davar, de babam de
Rahatsız olmazdım çalılardan
yılan da vız gelirdi, sineklerde
kahve sefası yapardım gece,
dayıoğlu ile birlikte
Sahi, o da buralarda askerdi
ve o da şafağı beklemekte...
Bir de kuşum var özlediğim
artık, son ondan bahsedeyim
muhabbettir kendisi, adı "Ferdi"
başıma alıp gezdirirdim
o da ince ince öterdi
Neler yapmazdım ki hasret bitseydi
Yaşadıklarım, yaşayacaklarımı çekemezdi...
"askerde" 1996
süper olmuş ya...uzun mısralarımız da varmış demek?🙂eyyyy askerlik sen nelere kadirsin?erkeklerimizin,milattan önce ve sonra ki ara durağı...🙂...kalemin daim ola,hoş kalasın...
Senden böylesi uzun şiir okumak da varmış.🙂 Şu askerlik neler yaptırıyor insana.😆
Tahta bir araba yapardım tekerlekler ağaçtan, direksiyon ipten Sürerdim aşağı, karşı yokuştan... Çocukları güldürürdüm kendime, kanayan dizimi saklamaya çalışırken
bu şiiri yazan yüreğe tebrik ederim çok güzel bir şiir abi
tebrik ederim diyecek söz yok
Say bakalım şafakları; geçmez ki günler. Ah köyüm, ah... Bir başka kokuyordur orada güller. Kutluyorum.