Boğaz Destanı 1918

?'dumanın altında yaşanan ne varsa...''

İlk saatler

Herkes ilk defa bu kadar susamıştı
Ama kapalıydı mataralar
Yer ve gök kapalıydı.
Sustu mehveş gözleri herkesin...
İlk kurşun atılana kadar
Boğaz başından gevşek bir lastik gibi
marmaraya akmaktaydı kan!.
Yüce bildiklerine zikirdeydi dudaklar
kimi anasını zikirde, kimiyse diyor ki
-Yetiş ya muhammed! Kur'an elden gidiyor...

Taarruz vakitleri

Seddülbahir kurşunun toprağa girmesiyle eriyen bir tepedir
Ne ot barınabilir, üstünde
Ne soğuk, ne de kılığı güneşin
Ve bekleyişin, ilaç gibi zorunlu acısı vardır dillerde
Kimisi geyik yavrusu gibi şaşarak dolaşmakta, Kimisi ise bir kurt gibi
ulumakta
Taarruz vakitleri geliboluda....

Beyaz asker

Ateşle yıkanmak gibi, kan görmek, ayın altında korkulu gözlerle
Ve top sesleriyle bizimkiler uyanmakta
40'ı geçmişi, yaşlısı, ve daha nişanlısı
Fakat korkmamakta beyaz asker
Ve korkmaması bir destandır askerin.
mübalağa ile anlatımı savaş ile neferin
Ne münasebet!
Ve bence heykeli dikilmeli beyaz askerin....

Beyaz seccadesine flu bir ışıkla uzanıyor
Ütüsüz alnı, kırışık mavi bir okyanus gibi kuğular var
dar bir siperde can vermesi cengaverin, sütü ceylanın
Ve bir ağaç gibi dallarının caddelerinde dörtnala naralar
o ne şirin, o ne beyaz askerdir ki
Kırmızı bayrağımda beyaz onun için var...

Silifkelinin mektubu

Şakak ağrısı vurmakta vakur duruşlu boyundurukla nöbetçiye
Dağlarda kımız gibi volkanlar yanmakta
Çiseliyor yağmur, çiftçilik ve çobanlıkla uğraşması silifkelinin
Aslında tek pekmeziydi, şükrana mest etmesinin batmanlının
İngiliz'in ve fransızın eğilmesinin önünde, tek nedendi çobanlığı
Tutmak yelelerini rüzgarın zordur, ve silifkelinin.
Nerde tutabilirsem belini kırmak için cümlenin,
-Hele bir dur gözümün nuru, nida bakışlı toprak insanım,silifkelim
Ve en bahtiyarlısısın ay'ın altında yürüyenlerin...

Eceabatta,
Kurşunun azrail bakışlısı, tümseklerde yürüyenlerin kalem tüfeklesi

Denizlide,
Silifkelinin, ceylan gözlüsü, hasret türküsü, ve ikiz yüreklisi...

Saat 4, (silifkelinin mektubu)

Bertaraf edilmesi vagon azınlıkları için gelibolu sırtlarında
Ve her ırk için bir güneş doğmakta anacığım...

Süleyman şah, Ve fatih gibi mübarek olmaktayız,
Ve yekpare şekilde savaşmaktayız, anacığım

Sedef tarlasında nar yüzlü anamın şeffaf yüreği olmasa da
Bizler ki buluşmak üzere ayrılmaktayız anacığım...

Silifkeli mehmet oğlun


Mucizelerin argümanları-Çanakkale tahliyesi...

üç yüz elli kişinin bir taburda savaşmasıda mucize beş bin kişiye
Ve tarih denizininde yosun tutan nusret'in kahramanlığıda...
Aslında mucizedir destanların şanı da!...

Ya da koca seyit'in yüreğinden ağır mermisidir orçun'u vuran
Har vurup harman savuran, Ve aralıksız payidar kanatan ırmağı da
Aslında mucizedir destanların şanı da!...

Yürüyüş-siperlerin destanı

Dağ büyüdüüü!, gözler büyüdüüü!
Yürekleeerr kirpiklerdeee!
Gurbetlerrrr yüreklerdeee!
Hasretlerrr büyüdüüü! Mektuplar çürüdüü!...
Kuytunun göbeğinde, askerlerin ellerinde...
Hasretler büyüdüüü! Mektuplar çürüdü!...
Savaşın sandığında, ölümün beşiğinde...

Bir savaş resitali

kuşluk vakitleri,
Mermiler sol yanımıza yağmaktaydı

-Geldik-
100-150 kilometre arkasında kaldığımız kağnıların
düşman taburlarında fişeklenmesini izledik...

Ve ömrümde böylesini görmek nasip olmasın
56. Bölüğün dişleri ellerinde silah gibiydi

Öğleye doğru,
taarruz bitti, 2 ölü verdik, beşi de esirdi...

(boğazın ilk 20 metreye kadar kanla kaplı olmasının üzerine yazdıklarım)
aşağıda

Mermilere koca bir kovan gibi göğüs açan dağlardan esintimizi
daha şimdiden karanlıkta olduğu için ortalık, ve daha bir çın bile duymaksızın
uzanmak köz alevlerden evimize, ve benzetmek ne duysak bizim sesimize...
Lapseki köprüsünün altın sarmaşıklarından uzanarak
Kocaveliye kızıl bir ırmak gibi, ebruliii eda sızıyor
Ve bu eda sızıntısı altında ılgardere musluğunun boğaza uzantısı
Yavaş yavaş marmaraya varmakta kan, ve ceset akıntısı...

(boğazın ilk 20 metreye kadar kanla kaplı olmasının üzerine yazdıklarım)

7. Günün ardından... - savaşın külleri

Mahçup olmak nar taneleri kadar, düşmekten korkmak
Ve ne zor şeydir ki
feslehen kokusunu koklamak
Ve çanakkakkalede bahtiyar olmak...

( Deli mustafanın mektubu)

Fasulyeye tapanı ve post bıyıklısı iri gözlü
Çenesi balıkçı kayığı gibi olan
Ve anasının eteğinde yoğrulan
ama çirkini ama kirlisi, ama sesi güzeli
ama vatanı için savaşanı öleni...
Geyik tırnaklısı burda oğlanların
Ceylan gözlüsü
Hepsi anasının kuzusu, hepsinin var bir
Karısı, nişanlısı, sözlüsü...
Çanakkale sırtlanlar mezarlığı
Çanakkale kanlı bir küllük etine
Sessiz ve sedasızzca
Ve cenazeler kalkmaktaydı, hakkın rahmetine...
ağlama anacığım- vatandır ipektir böcektir
Gerçi şimdi kargası var bahçesinde
Ama merak etme sen- çok gitmez
düşecektir...
Ah! Anacığım neden söyledim ki sana
koptuğunu bacağımın
Şimdi gelmeye kalkarsın niğdeden taa ki bu yana
görmeyesin boş olduğunu kucağımın
-Dert etme Anacığım taş basarım bahrıma
Yeter ki toz konmasın güzel vatanıma
Ve karımın,
Hani içimden demekte gelmiyor ya
Öksüz kaldığını görmek çocuklarımın!
Ve uyanmak öpülesi yüzlerinde, anamın ve analarımın
Daima bayrak gibi görmek sizi
Seni karıcığım, Ve öksüz çiğerlerim
44. Taburdan ve deli mustafadan
İyi günler dilerim!...


( Deli mustafanın mektubu)


Acısı tatlısı ve gözü yaşlısıyla anlatmaktı destanı bizim işimiz
Yazılacak çok şeydi vardı ama sığmazdı...
Biz türk şairleri bunu anlatmak olmalı mesleğimiz
ülkümüz, kavgamız ve emelimiz...


Son bir veda

Misfak serinliği top ve mermi taşımak sırtlarında
Ve ingilizim
Ve fransızım
Ve ne verebilir ki sevgi fakirliğinden başka savaş
Ah! Benim bahtsızım Ah! Benim pervasızım...

Oysa ki yürüyebilsek, kökümüzle yeşil bir ağaç gibi
Şehirlere gideceğiz...
Ve bilebilmek en güzelinden yaratılmayı toprakların
Gülerek öleceğiz...

Oysa ki neyin var senin savaş
Kir ve bela, kan ve ölüm
Ve güzellikleri örten perdelerinden başka...

28 Haziran 2012 110 şiiri var.
Beğenenler (7)
Yorumlar (3)
  • 12 yıl önce

    destansı bir şiir olmuş.

    tebrik ederim başarınızı.

  • 12 yıl önce

    tebrikler 👍

  • 12 yıl önce

    Güzel bir şiir bir tarihin özeti gibi, çok beğendim Fatih bey yürekten tebrikler...👍😙👍